Gönderi

Sevgili, seninle ben pergel gibiyiz: İki başımız var, bir tek bedenimiz. Ne kadar dönersem döneyim çevrende: Er geç baş başa verecek değil miyiz? Gönül dedi: Ben neyim ki, bir damla sadece; Ben nerde, görmediğim koca deniz nerde! Böyle diyen gönül denize kavuşunca Baktı kendinden başka şey yok görünürde. İnciyi isteyen dalgıç olacak; Varı yoğu dosta verip dalacak. Canı avucunda. nefesi göğsünde: Ayağı baş olacak,başı ayak! Ey can, sana aklı niçin vermiş veren? Kendini bil, yolunu bul yitip gitmeden. Baykuş gibi ne gezersin viranelikte, Yerin akdoğan gibi sultanın eliyken? Elimde olsa dünyayı küçümserdim; İyisine de kötüsüne de yuf çekerdim; Daha doğrusu bu aşağılık yere Ne gelirdim, ne yaşardım, ne ölürdüm. Sarhoş oldum mu aklım azalır; Ayıldım mı sevincim dağılır. Ne sarhoş, ne ayık bir hal var ya? En güzeli öyle yaşamaktır. Dünyada olan biteni ben de görmedeyim; Haksızlıkları hep baş köşelerde görmedeyim; Fesuphanallah! Nereye bakarsam bakayım Kendi mutsuzluğumu her yerde görmedeyim. Sen içmiyorsan, içenleri kınama bari; Bırak aldatmacayı, iki yüzlülükleri; Şarap içmem diye övünüyorsun, ama, Yediğin haltlar yanında şarap nedir ki? Tepemizde dönüp duran gökler Büyücünün fanusu gibidirler: Güneş bu fanus içinde lamba, Biz de gelip geçen görüntüler. Tanrı, cenette şarap içeceksin, der; Aynı Tanrı nasıl şarabı haram eder? Hamza bir Arab'ın devesini öldürmüş: Şarabı yalnız ona haram etmiş Peygamber. Canım şarap, ne güzelsin billur kasende; Aklı köstekleyen bir büyü var sende. Biraz içti mi insan açılır yüreği Döker ortaya nesi varsa içinde.
··
78 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.