Gönderi

243 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 11 days
İnsan Sevdiğini gerçekten sevebilir
Evet, insanın başına öyle çılgınca, öyle akıl almaz düşünceler saplanır ki, bu düşüncelerin gerçekleşeceğine enikonu inanmaya başlar... Dahası var: Eğer bu düşünce çok güçlü ve tutkulu bir isteğe dayanıyorsa, çoğu zaman yazgının hazırladığı, alınyazısı gibi, gerçekleşmemesi olanaksız, kaçınılmaz bir şey gibi görünür! Belki de bu önsezilerin bi bileşimi, istencin olağanüstü bir çabası, imgelemin doğurduğu bir zehirlenme ya da buna benzer bir şeydir... Neyin nesi olduğunu bilmiyorum ama o akşam, ki o akşamı ömrüm oldukça unutamam, başımdan mucize gibi olay geçti. Aslında matematiksel olarak kolayca açıklanabilir ama ben yine de bunu bir mucize sayıyorum. Peki ama o kesin duygu, nasıl olmuştu da uzun zamandan beri içimde böyle derin, böyle güçlü bir biçimde kök salmıştı ? Kafamı hep bu soru kurcalıyordu. Ayrıca, şunu bir daha belirtmek isterim, bunu bir rastlantı olarak değil, başıma gelmesi kaçınılmaz bir zorunluluk olarak görüyorum! Kumarbaz'a Bakış Dostoyevski'nin romanları arasında özelliği olan bir yapıttır. Bu dev romancı kendini anlatmaktan hiçbir vakit geri kalmamıştır, ama kumarbaz yaşamın en gerçek dramlardan birinin tahlilini yapar. Denilebilir ki, kumar hastalığının korkunçluğunu hiçbir yazar onun bu yapıtı kadar duyuramamıştır. oyun tutkusuna karşı bütün iradesini kullandığı halde bir türlü kendini bu canavarın pençesinden kurtaramayan iyi ruhlu bir insanını bu yüzden nasıl tüm ahlak kuralların çiğnediğini bu kitapta tüyleriniz ürpermeden okuyamayacaksınız. Kumarbaz Hakkında Kritikler Kumarbaz’ın asıl hikâyesi, bir yıl ve sekiz ay sonra yazılmış olan son bölüm, kitaba dokunaklı bir yorum getirir. Aleksey artık kumara bağımlıdır: Avrupa’yı dolaşmakta ve orada burada uşaklık ederek, masalara dönebilecek kadar para toplamaktadır. Kumarın ona sağladığı “tuhaf duyguya”, kapıldığı aşağılık hissinden bir anlığına kurtularak kimliğini ve başarısını ifade etmesini sağlayan sevince tamamen muhtaç hale gelmiştir. “Hayır, paraya çok değer verdiğimden değildi bu! (...) İstediğim tek şey, şu Hintze’nin, garsonların, Baden’i dolduran bütün şu göz kamaştırıcı kadınların yarın hep benden söz etmeleri, benim öykümü anlatmaları, beni övmeleri, başarım önünde eğilmeleriydi. Aleksey’i Polina’nın isteğiyle görmeye geldiğini itiraf eder; başından beri Polina aslında Aleksey’i sevmiştir. “Sizi hâlâ sevdiğini bile söylesem, bir şeyi değiştirmez bu, gene burada kalırsınız! Evet, kendi kendinizi mahvettiniz. Birtakım yetenekleriniz vardı. Yaşam doluydunuz. İyi bir insan sayılırdınız. Değerli insanlara öylesine gereksinimi olan anayurdunuza yararlı bile olabilirdiniz. Kumarbaz’ın Dostoyevski’nin kendi kumarhane talihsizliklerinden yola çıkarak Rus milli karakteri üzerine yaptığı son derece ikircikli bir inceleme olduğu söylenebilir. Rus karakteri her ne kadar başıboş ve “münasebetsiz” de olsa, dar görüşlü, gaddar ve cimri Almanların; maddiyatçı, zarif ve vefasız Fransızların ve hatta iyi niyetli fakat hantal erdemleriyle İngilizlerin erişemediği bir insanlığa sahiptir. “’Doğru mu? Doğru mu söylüyorsunuz?’ diye haykırdım. Bir anda gözlerimden yaşlar boşanmıştı. Tutamıyordum kendimi...” Bu gözyaşlarının geleceğe dair bir tahmin olduğu söylenebilir; Aleksey’in, eskiden hiç sahip olmadığı çarpılmamış duygulara erişebildiğindiyse kesinlikle işaret etmektedir. Kumarbaz’ın sayılması gereken özelliklerinden biri de, Dostoyevski’nin yazarlığında hem geriyi hem de ilerisini gösteren bir eser olmasıdır. Aleksey’in kazanma saplantısı, Raskolnikov’un suç teorisiyle kafayı bozmasını andırır; her iki karakter de başarının temel anahtarı olan duygu kontrolüne ve aklıselime sahip değillerdir.
Kumarbaz
KumarbazFyodor Dostoyevski · İletişim Yayıncılık · 202069.7k okunma
·
170 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.