Rıfat Ilgaz
Türk Edebiyatının önemli isimlerini okumaya devam ediyorum. Rıfat Ilgaz, ortaokul ve lise dönemlerimizde bize sık sık tavsiye edilen yazarların başında gelir. Ancak liseden sonra okuyanına pek rastlamadım. Bu gruplandırmaya neden olan şeyi hep merak etmişimdir! Ne yani liseden sonra okunamaz mı Rıfat Ilgaz? Neden bu küçümseme?
Ömer Seyfettin gibi genç yaşta kaybettiğimiz muhteşem bir yazarı ilk-orta okul ve lise seviyesinde kategorize etmek Türk edebiyatının neden gelişemediğinin bir kanıtı gibi değil mi sizce de? Bizim gelişebilmemiz yazarlarımızın yaş grubuna göre kategorize edilmemesinden geçecektir. Türk edebiyatı yazarlarımızı herkes, her yaş grubunda okumaya başladığında atılım yapmaya başlayacağımızı düşünüyorum.
Kitaba gelecek olursam; öncelikle Rıfat Ilgaz’ın kalemini çok beğendim. Anlatımı ve yörenin konuşma dilini kullanması çok hoşuma gitti. Olay ilgi çekici değildi ama baş karakterin kadın olması ve bu kadının Milli Mücadele dönemimizdeki kadın kahramanları temsil etmesi benim ilgimi çekti. Türk kadınına yüklenen anlamın ne kadar doğru olduğunu bir kez daha görmüş oldum. Kocası askerde ve kaynatası vefat eden Karadenizli bir köy kadının yaşamak ve geçinmek için yadigar bir tekneyle denize çıkmasıyla başlayan öykü, haydutların ve asker kaçaklarının oluşturduğu tehlikenin ortasında başından geçenleri anlatmaktadır. O geçinmek için tekneye çıkmıştı çıkmasına ama birden Milli Mücadele döneminde vatanın kurtuluşu için mühimmat taşırken bulmuştu kendini. Genelde öküzle el, arabasıyla mühimmat taşındığını duymuştum ama bir tekne ile mühimmat taşındığını ilk defa okumuştum. Üstelik Deli Karadeniz’in nefesini enseninde hissederken bunu yapmak hiç kolay değildi.
