Gönderi

92 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Pablo Neruda'nın imgeler ile dopdolu betimlemelerini özlediğimi Kuşlar Sanatı eserinin sayfalarını çevirirken fark ettim. Şiirlerindeki duygu yoğunluğunu kuşlar hakkında yazdığı şiirlerde de kendisini belli ediyor. "Peru Pelikanı Oturmuş denizin üstüne derin sorunları tartıyor pelikan: okyanusun hacmi yiyecek derdi, dalgaların tekrarı, balinanın yalnızlığı, ay falı, rüzgârın koordinatları. Vurdumduymaz yargıcı denizin: yuvarlanır zaman kafatasının üstünde yağmurdan ya da dalgadan bir damla kayar uzun gagasından saydam bir hüküm gibi. Sallanarak çatlayan dalgada bir yuva ya da terk edilmiş bir beşik gibi, sayıyor pelikan biriktirdiği balıkları, plastik paralar gibi, gagasından sarkan kesede. Sardalye sürüleri, solgun güz balığı, Taitao’nun pürtüksüz merlosu, bıçak renkli istavrit azmanları, yakamoz yumuşakçaları, mürekkepbalığı kolları, şeytansı kalamarlar ve kurdeşenli kafadanbacaklılar saklamış kesesinde pelikan. Birden kaldırıyor pinti kuş balık yüklü torbasını, açıyor kurşundan kanatları, uçuyor göğe demirden tüyler ve seyrediyor sessizlikte sessizlik dinsel bir gemi gibi." Neruda'nın bu eserinde Şili'deki kuş türlerine ithafen yazdığı şiirler mevcut. Her bir şiirinde kendisine has dilini yansıtıyor. Özellikle kuşların uçma eylemine değinerek insanların bazı konulardan harekete geçmesi gerektiğine de vurgu yapıyor. "varacaksın, büyük kuş, rüzgârla kuluçkadan çıkan, kumla beslenen kırılgan yumurtaları gerdanlıktan ayıklamak için bir başka uçuş yeniden çoğaltıncaya dek yaşamı, ölümü, büyümeyi, ıslak çığlıkları, sıcak gübreyi, yeniden doğumlar, terk edişlerle rüzgârlı bozkırdan uzaklara bir başka rüzgârlı bozkıra. Uzaklara bu sessizlikten, uçuyor soğuğun kuşları uçsuz bucaksız çakıllı bir sessizliğe ve yuvadan gezgin kuşlara dek, deniz okları, miras bırakıyor bana ıslak gururunu geçen zamanın, tüylerin dillere destan sürekliliğini doğup ölen, katlanan, kalbi çarpan, balıklardan uzun bir kılıç yaparak, zulme karşı zulümle, ışığın kendini rüzgâra ve denize karşı yaşamı." Her canlının yaşam anahtarını kuşlar üzerinden göstermek istemiş bana göre. Uçmayı öğrenmek kuşlar için yaşam kaynaklarından sadece birisi. Uçmayan bir kuş yaşamış oluyor mu? Peki bir insanın kendisini keşfetmesi için uçmayı ve keşfetmeyi denemesi gerekmiyor mu? Tıpkı kuşlar gibi.. "Kristal bir küredir dünya, uçmazsa insan yitirir yolunu: saydamlığı kavrayamaz. Bu yüzden açıklıyorum kuşatılmamış berraklığı, ben ki kuşlardan öğrendim tutkulu umudu kesinliği ve gerçeğin uçuşunu." Pablo Neruda, kuşların direnişini göstererek insanların da bazı durumlarda direnmesi ve dünyayı keşfetmesini gerektiğine vurgu yapıyor şiirlerinde. "Ben, halkın şairi, bir taşralı, kuşbaz, koşturdum dünyada yaşamı arayarak: kuş kuş tanıdım toprağı: keşfettim ateşin uçtuğu yeri: enerji kaybını ve ödüllendirildi benim yansızlığım, kimse bir şey ödemediyse de bunun için, çünkü ruhuma bastım o kanatları ve kıpırtısızlık hiç tutunamadı bende." Çok severek okuduğum bir eser. Şiir okumaktan hoşlanıyorsanız mutlaka bakmalısınız.
Kuşlar Sanatı
Kuşlar SanatıPablo Neruda · Can Yayınları · 2018569 okunma
·
76 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.