Gözlerimi dikiyorum uzunca, yolculuğumu izliyorum. İnsanları, çiçekleri ve kuşları izliyorum. Geçerken heybeme doldurduğum hatıraları izliyorum.
Ne zor değil mi yaşamak… Ne zor insanlarla yaşamak… İnsanlar olmasaydı, yaşamak bu kadar zor olur muydu? Sahiden, yaşamak. İnsanlara karşı verilen bir mücadeleden ibaret midir?
Bu kıymetli dergiyi okumanızı öneriyorum. Çiçeksiz, ümitsiz ve tebessümsüz bir döneminizden geçerken bir köşede okuyabileceğiniz kıymetli bir oluşum. Her sayfasında özene, düzene ve kıymete rastlamanız mümkün. Özlediğiniz her şeyi çevirdiğiniz yeni bir sayfada bulabilirsiniz.
Zor bir dönemde, duygularımın yoğun olduğu bir dönemde okumanın verdiği bir olumsuzlukla okumuş bulundum. Derginin bu ayki anlamlı resimleri, bu halimde tefekkür etmeme sebep oldu.
Güzel hikayeler vardı. Anlamları ağır, günümüz sorunlarını ele alan ana fikirlerini ele almıştı.
Bu dergiyi okurken hissettiğim o yumuşaklık, tebessüm gibi güzel bir his beni ele geçirdi. Hala güzelliklerin var olduğuna olan ümidimin üzerindeki tozları temizledi ve oraya bir çiçek bıraktı. O çiçek solana kadar ümitle kalacağım.
Fatih Sultan Mehmet’i anlatan sayfada ise hayranlığım ve bu insanları tanıma, görme merakımı had safaya ulaştırdı. Yine Cezeri çok başarılı bir şekilde anlatılmıştı. Müslüman olarak pasifliğimizi bir kez daha görmüş oldum bu sayede. Tek temennim okudukça aşarız ve bazı şeyleri başarırız.
En sevdiğim yazı ise; Zeynep Odabaşı’ndan ‘Kalp Bekçisi’ oldu.
Sinema bölümündeki film önerisi olan ‘GIREFFEDA’ ise dikkatimi çekti. Filistin’de zorlukla çekilen bu film bir zürafayı anlatıyormuş. Bu akşam izlemek istiyorum çünkü kıymetli bir yapım olduğunu düşünüyorum ve merak ediyorum.
Hoşçakalınız.
