Gönderi

Fr. 30'a dönersek önce şunu fark ediyoruz ki, kozmos olan ateş yalnızca ebediyen var değildir, aym zamanda ebediyen canlıdır bu da ateşin yaşam ilkesi psykheyle özdeşleştirilmesine hazırlar bizi. Fragmanın son tumcesi, Herakleitos'un paradokslu ifadelerinin nedeninin dile getirmeye çalıştığı fikirlerin zorlugu oldugunu gösterir. Olagan anlamıyla ateş tutuşturulunca var olur: ateşi söndürün, artık ateş yoktur. Fakat Herakleitos'un bu sözcükten kasti genel olarak benimsenen anlam de- gildir: Paradokslu söz, dünyanın Musa'nın yanan çalısı gibi bitmez tükenmez bir ateş oldugunu varsayarak, apaçık bir paradoksu ya da duyularımızın bize gösterdik- leriyle dupedüz çelişkili olan bir şeyi kabul etmemizi istemediğini söylüyor. sun hep canlı kalan ateşi ölçüyle alevlenmekte (şimdiki zamanı ortacı kullanılıyor) ve sönmektedir. Uzun bir tartışmaya katılan yakın tarihli uzmanlardan ikisini anmak gerekirse, fragmanın genel anlamı konusunda Gigon karşısında Kirk'e hak veriyorum: burada sözü geçen "ölçüler" bütün dünyayı etkileyen ardışık dönemler biçiminde zamansal olarak anlaşılmamalıdır. Herakleitos şimdiki haliyle kozmosu anlatıyor, bu kozmos iki yolla ayakta durur ve bunlar karşıtların özdeşliğinin yönleri olarak daha önce karşımıza çıkmıştı: İlk olarak dünyanın farklı kısımlarında önce alevlenir (yaygın anlamıyla ateş ya da sıcak buğu haline gelir), sonra da söner (su ya da toprak biçimine bürünür) ve bütün bunlar evrensel kozmik düzeninin devamı için gerekli olan karşıtların dengesini sağlayan değişmez ölçüler ya da sınırlar içinde olur. Ikinci olarak ise kozmos Herakleitos'un ifade etmekte oldukça zorlandığı ve onun kozmoloji kuramına özel katkısı oluşturan- incelikli bir yolla karşıt yönlerdeki güçlerin eş- zamanlı etkileşimiyle ayakta durur - yay ya da lirin yapısında ya da cerrahın bıçağının "acıyı acıyla iyileştirmesinde" olduğu gibi.
Sayfa 466Kitabı okudu
·
58 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.