Yıldız Hanım oldukça nazenin bir insan. Yağmurlu bir günde su birikintisine yaklaşan bir şoförun ağırlaşarak gösterdiği nezaket karşısında Fatih Camii'ne gidip "Rabbim belli ki bu beyefendi çok naif birisi; ona gönlündekileri hayırla ver." benzeri dua ettiğini bir röportajında dinlemiştim. - "Tuhaf Bir Sabah" öyküsü buradan doğmuş.-
"Bu ne hoş bir iman. Bu ne hoş bir hanım."
dedim içimden. Düşünün ki tanımadığınız biri size dualar ediyor. İşte bu yüzden hemen arkamızdan gelen kişi için apartman kapısını 3 saniye fazla tutmak zor olmasa gerek. Tanımadığımız insanlara selam vermek de bu kabilden.
İç tahliller bulunan kitapta yazar, yüreğimize/duygularımıza âdeta mikrofon tutmuş.
Kahramanların psikolojik durumlarının aktarımı, okuması keyifli bir üslupla bezenmiş.
Yazar kelimelerle kendi himayesindeymiş gibi oynamış. Yaşayan, mütevazi, yazar Yıldız Hanım'ın bir solukta/oturuşta okuyabileceğiniz kitabından iki satır:
"Teselli, genç kadına sızacak hiçbir yer bulamıyor." (s.28)
"Bir insanım olsun istedim. İnsansızım dedim defalarca." (s.51)