Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

504 syf.
·
Puan vermedi
·
26 saatte okudu
Damızlık Kızın Öyküsü ve Ahitler... İncelememi iki kitaptan hangisine yapacağıma karar vermek zor oldu zira birincisi yeni bir rejimin uygulamaya koyulmasıyla birbirine ve hatta kendine dahi yabancılaşan-düşmanlaşan kadınları- damızlık kızın gözünden- anlatırken diğeri tam tersine bir mücadele sergileyen bir kadın sınıfı mensuplarının -teyzelerin- gözünden anlatılmakta ve aslında iki roman birbirinden ayrı değil hatta bir bütün. İlk kitabın sonlarına doğru 2.'de daha ayrıntılarıyla anlatılacak olan mücadeleye giriş yapılmakla birlikte karakterler okuyunca sizin de göreceğiniz gibi bilindik. Belki bu yüzen final kitaba inceleme yapmak daha mantıklı geldi. Geçmişten günümüze ve belki de geleceğe uzanan insan topluluklarındaki temel sorunlardan biri gibidir "kadının konumu". Ve işte bu iki kitapta da rejimi getiren kumandanların tam olarak böyle bir soruna kendilerince "çare" bulmasıyla başlıyor: Yani hemen hemen herkesin -okumayanların bile- genel hatlarıyla bildiği gibi Gilead rejimi tüm kadınları çeşitli kategorilere ayrıştırmakla başlıyor işe. Kitaplar da bize rejimin damızlık kızlar ve teyzeler açısından nasıl geliştiğini anlatıyor "kademe kademe nasıl ısınıp kaynamaya başladığını kazanın". Ve etrafımızı birden bire koparılmış, adsızlaştırılmış, kimliksizleştirilmiş, salt bedenen umursanan -o da belli zamanlarda-, tüm zamanları, birikimleri hatta eş ve çocukları dahi ellerinden alınmış -tabiri caizse insanlıktan çıkarılmış- kadınlarla örülü buluyoruz. Çünkü herhangi bir şeye sahip olamaz kadın, 2. evlilik yapmışsa yasal değildir zira "ölüm ayırıncaya dek"tir evlilik sözü ve bu kadınlar, hele de doğurganlarsa, 2'den fazla evlilik yapmışsa ve çocuğu varsa çocuk ellerinden alınıp hak eden yasal evli çiftlere verilir, mal varlığı en yakın erkeğe devredilir, kadınsa kamu malı gibi erdemlice eğitimini -kesinlikle okuma-yazma değil, okuyan kadın sapıtır çünkü- alır ve yüzü dahi kapanacak şekilde kırmızılara büründürülüp çocuğu olmaya aileye "doğurmak" suretiyle "işine koyulur". İşte size Damızlık Kızın Öyküsüne minik bir girizgah-okumayanlar için-. Bu sadece damızlık kızlar için böyle değildir. Çeşitli sınıflar -teyzeler, eşler, marthalar, ekono-kadınlar, ve damızlıklar- halinde kadın artık bir masal kahramanı kadar stereotiptir. İçi boşaltılmış boş bir çuvaldan ibarettir -yoksa rejimin yönetici kumandanlarının gözünde mi demeliydim. ;) Neyse ki hala hayattalar ve aralarında okuma-yazma bilen ve bu rejimin sağladığı -dua ve elişi gibi- eğitimlerin dışında sahip olduğu becerilerini sergileyebilen, güçlü bir duruşa ve zekaya sahip gizlice örgütlenmiş kadınlar var. Ve hiçbir zorlama rejim sonsuza dek sürmez. Ayrıntılara fazlaca kapılmadan kaba hatlarıyla bahsettim kitaptan yalnız dikkat bu kitap geçmişten günümüze ve geleceğe dair bir yerlerde başlamış, devam etmekte ve edecek olan kadın hikayelerinden hiç uzak değildir. Çünkü bir yerlerde hala bazı kadınlar bu şekilde yaşamak zorunda bırakılıyor. İncelemeyi şu alıntıyla bitirmek istiyorum: "Hiçbir şey bir anda değişmez: Derece derece ısınan bi küvette farkına varmadan haşlanarak ölürsünüz. Elbette gazetelerde öyküler vardı, hendeklerde ya da ormanlarda bulunan cesetler, ölesiye dövülmüş ya da sakatlanmış, eskiden dedikleri gibi saldırıya uğramış; ama bunlar başka kadınlar hakkındaydı ve bunları yapan erkekler başka erkeklerdi. Hiçbiri tanıdığımız erkekler değildi. Gazete öyküleri bizim için rüya gibiydi, başkalarının gördüğü kötü rüyalar. Ne korkunç, derdik, öyleydiler de, ama inanılır olmaksızın korkunçtular. Aşırı melodramatiktiler, bizim hayatımıza ait olmayan bir boyuta sahiptir." Aslında bu HEPİMİZİN öyküsü -tüm kadın ve erkeklerin kesinlikle okuması gerek olağanüstü eserlerden biri bana kalırsa. Keyifli okumalar dilerim! :)
Ahitler
AhitlerMargaret Atwood · Doğan Kitap · 2020959 okunma
·
174 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.