Kimsenin hayalindeki insan olmak zorunda değilsin.
"Çocukluktan beri yapmak istediğimiz bir sürü şeyi yapmaktan, sadece etrafımızdakiler 'Bu işi yapamaz!' dediği için, kim bilir kaç kere vazgeçmişizdir."
syf:32
Bu en büyük yaramdır benim. Tuhaf fakat çocukluğumu bitiren sözlerdir. Ruhumu kemiren, beni ben olmaktan çıkarıp onların olacağıma inandığı kişi olmaya mahkum eden ve buna inandıran hüsranımdır.
Kitabı okurken zaman zaman durup" ben de bir manipülatör müyüm?" diye sorduğum oldu kendime. Çünkü, hep bir manipületif tutuma maruz bırakılmış olmak, zamanla farkında olmadan mağduru da güç eline geçtiği taktirde başka birisine zalim kılabiliyor.
Güç geçmeye görsün ele, her güçlü ezilecek bir masum buluyor muhakkak.
Kötü olansa iyilik kisvesine bürünerek yaklaşan manipülatörler.
"Şeytanın en büyük hilesi insanları aslında var olmadığına inandırmasıdır" derler ya. Manipülatörlerin de en güçlü silahları "Her şeyi senin için yaptım, ben iyi biriyim" savunmasıdır. Görünmeyen, hissedilmeyen, kötü gibi algılanmayan, tesirli bir manipülatif güç. Yok gibi ama var." syf:31
Öyle ki güçlü bir manipülatör, seni sana sorgulatmaya başlar, zihninden ve kendinden şüphe etmeye kadar götürür işi. Ruhunu kemirip enerjini sömürür.
Hatta 
Seni Yoran Her Şeyi Bırak - Duygusal Manipülasyondan Kurtulma ve Korunma Metotları 'nin dediği gibi :
"Güce ihtiyaç duyanlar güçsüz olanlardır.."
Bu muhakak su götürmez bir gerçek. Kendimi, çevremi, ikili ilişkilerimi sorgulatan, okumaktan keyif aldığım güzel bir kitaptı. Bazılarını tanıma fırsatı verirken kendimi de sorgulattı. Genellikle (şahsi fikrim) kötü bir karakter okuduğumuz yahut kötü kişilikleri baz alan konulara denk geldiğimizde hep bir başkaları geçer zihnimizden. Niyeyse kendisine konduramıyor insan kötü olmayı. Kötü olmak değil de kötülükten kendisinde pay bulunmasını. Başkasının eleştirmesi bir yana iç sesinin dahi eleştirisi, doğru tespiti yaralıyor ve hemen kaçıyor yüzleşmekten. Fakat okurken aynayı kendine çevirdiğinde görüyor aslında, gizlide, kör tarafta kalmış karanlık yanını.
Değişmek için farketmek, dönüşmek için harekete geçmek lazım.
Ne manipülatör olalım ne ona maruz kalanlardan.
Seni Yoran Her Şeyi Bırak - Duygusal Manipülasyondan Kurtulma ve Korunma Metotları , manipülatörlerin kurban olarak seçmekten uzak durdukları kişiliği tarif ederken şöyle der:
"Sınırları net ve sağlam olan, hayır demeyi bilen, varlık alanını koruyabilen, suistimale kapalı, özsaygısı yüksek olan insanlardan uzak dururlar.." syf:55
Aslında genellikle manipüle edilmeye müsait olan kişiler, ebeveynleri tarafından buna ciddi anlamda maruz bırakılmış ve hayatları boyu karşılaştıkları her ilişkide manipüle edilmeyi alışkanlık haline getirmiş hür mahkumlardır.
Ayrıca manipüle edildiğinin, iplerini karşı tarafın vicdanına teslim etmiş olduğunun farkında dahi olmayan kurbanı, kendisi istemedikçe kurtaramazsınız.
Bu kitapla bunu öğrendim ve bu beni bir anlamda rahatlattı. Çünkü en sevdiğine dahi yardımcı olamadığı zamanlar oluyor insanın. Birisinin otoritesi altında ezilip kayboluyor fakat bunu sevilmek olarak algılıyor, celladına yöneltilen her ithamda onu korumaya seçiyor. Sonuç : olan yine size ve çabalarınıza oluyor.
Sınırları olmayan ilişki bir iktidar ilişkisidir. Orada bir güç ve bir de o güce itaat eden mahkum vardır.
Seni Yoran Her Şeyi Bırak - Duygusal Manipülasyondan Kurtulma ve Korunma Metotları sağlıklı bir ilişkiyi ise şu sözlerle özetliyor :
"Güçlü ilişkiler içindeki insanlar, birbirlerini her anlamda etkileyebildikleri halde yine de kendilerine ait özerk bir alan geliştirmiş insanlardır.." syf: 114
Güçlü ilişkiler farkındalık ister. Hayır diyebilmek, sınır koyabilmek, özsaygı ister.
Kimse sizin için değişmez, sadece siz öyle zannedersiniz. Fark ettiyseniz, dizilerde başrollerdeki erkekler genellikle narsist ve manipülatör kişilerdir ve asıl kızımız masumluğu, iyilikçi bakış açısıyla o despot, burnu havada, narsist adamı pamuk haline getirir,dönüştürür. Ne yazık ki gerçek hayat öyle değil. Bozulaglemiş bir kişiliği sizin masumane yanınız iyileştirmez, sadece siz ona zamanla gönüllü bir mahkum olursunuz, o kadar. Özellikle ikili ilişkilerde dikkat etmek en mühim mesele.
Kısacası her şeyde ölçü ve denge önemli. Şu sözlerimle şimdilik incelememi tamamlamak istiyorum :
"Fazla samimiyet saygıyı azaltır. Aşırı sevgi nankörlük getirir. Çok iyilik suistimal edilir. İnsan ilişkilerinde çoklar zararlıdır. Denge esastır.."
Okuyacaklara şimdiden keyifli ve ders çıkarmalı güzel okumalar..
Seni Yoran Her Şeyi Bırak - Duygusal Manipülasyondan Kurtulma ve Korunma MetotlarıMüthiş Psikoloji · Destek Yayınları · 20223,431 okunma
49 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.