Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

208 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
22 saatte okudu
Hangi 'İz'ler?
İz'ler
İz'ler
Âkif Emre'yi tarafsız gazeteciliği, mütevazı kişiliği, samimi Müslümanlığı ile duymuştum hep. Bugün ilk defa bir kitabını okumak, daha doğrusu kendisi ile tanışmak nasip oldu. Zira okuduğumuz her kitabın aynı zamanda yazarı ile tanışmak olduğunu düşünüyorum, tabi yazarın izin verdiği kadarı ile. Kitabı okuduğumda bu kadar geç tanışmış olmanın hayıflanmasını yaşarken yazarın kitabın önsözünde yazdığı "Her kitabın bir serüveni var. Bu serüven; önce bizzat yazarın yaşadığı, sonra okuruyla paylaştığı bir kaderdir aslında..." sözleri aklıma geliyor ve kendi kendimi teselli ediyorum. Her kitabın okuruyla buluşmasının da bir serüveni, kaderi vardır herhalde diyorum. Kitabı okurken çok farklı duygular içerisinde buldum kendimi. Lakin bazıları daha yoğun bir şekilde gösterdi kendini. Yazar kitabında iyi bir gazeteci olmanın yanı sıra iyi bir sosyolog, tarihçi ve samimi bir Müslüman olduğunu da kanıtlamış aslında. Yazar, kitabında gezip gördüğü yerlerden intibalarını kâh bir sosyolog, kâh bir tarihçi edasıyla anlatırken siyasî ve kültürel eleştirilerini de bizimle paylaşmayı ihmal etmemiş. Kitabı okurken başta gönül coğrafyamız olan Bosna'yı, Kudüs'ü, Kırım'ı ve daha nicelerini görme isteği o kadar yoğun bir şekilde sâdır oldu ki bende sık sık "Seyehat Ya Resulullah" demekten kendimi alamadım, olur ya Allah'ın izni ile hem seyehat hem de şefaat nasip olur ümidyle... Evet, kitapta en yoğun hissettiğim duygulardan birisi fevkalade şekilde seyehat etme, farklı kültürlerle tanışma, 'İz'leri takip etme isteği olduğunu söylemiştim. Diğeri ise kitabın başından sonuna kadar kendini yoğun bir şekilde hissettiren hüzün duygusu idi. Kitap aslında kaybetmeye yüz tutmuş 'İz'lerimizi yüzümüze vuruyor, neyi kaybettiğimizi hatırlatıyor bizlere. 'İz'ler, yani bir bakima parmak izi gibi bizi biz yapan kimliğimiz...Bu yüzden olsa gerek ki kitabın kapağında da parmak izi kullanılmış. Kitabın beni en çok etkileyen kısmı ise Londra'da kendisine yöneltilen "Siz dinci misiniz?" sorusuna Âkif'in "Bu soru doğru sorulmuş bir soru değil. Ya Müslümansınızdır ya da değilsinizdir. Dinci misin ne demek?" cevabı oluyor. Biraz spoiler içermekle birlikte bu kısmı paylaşmak istedim çünkü tam burada yazarın inandığı değerlerden taviz vermeyen, inandığı yolda eğilip bükülmeden yürüyen ve belki de çok az insana nasip olan o vakur, dik duruşunu görebiliyoruz. Bu kısımda kendisine yöneltilen "İslamcı mısınız?" sorusuna "Hem de nasıl." diye cevap veren İsmet Özel'i anımsamadan edemiyorum. Zaten Âkif Emre'de yer yer şairi kitabinda hatırlatmış bizlere. Son olarak "Kitabı okuduğumuzda heybemize neler atmış oluruz?" sorusuna cevap vermek istiyorum. Kitap bizleri Zahidan'dan Londra'ya, Bosna'dan Bahçesaray'a ve daha birçok yere seyehata çıkarırken; Puşkin'den Aliya'ya, Malcolm X'den Mehmet Âkif İnan'a, Zarifoğlu'na varıncaya değin pek çok ismi bilinmeyen yönleri ile yeniden tanımamızı sağlıyor. Bunları yaparken bazen bir sosyolog bazen bir gazetci bazen de bir Müslüman nazarıyla eleştirilerini sunarak bizlere farklı perspektifler açıyor. En önemlisi ise bize 'İz'lerimizi hatırlatıyor. Ve muhteşem bir tarih şuuru uyandırıyor. "Tarihi miras ona sahip çıkanındır." Allah Âkif Emre'den razı olsun.
İz'ler
İz'lerAkif Emre · Büyüyenay Yayınları · 2017369 okunma
··
97 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.