Gönderi

Sizi gökteki kuşla, insanları eğlendirmek ve doğayı güzelleştirmek için yaratılmış kuşla kıyasladım. s.24 Çok ağır geliyor benim böyle bir bilinmezlikte olmam, bir geleceğiminin olmaması, başıma ne geleceğini tahmin edememek. Gelin, lütfen! s.30 Yiyorum, içiyorum, giyiniyorum; daha ne isterim! Kont sınıfından da değilim! s.32 Zaten ne olursa sıkıntıdan olmaz mı? s.34 Hiçbir şey bilmiyordum, hiçbir şey okumamıştım, bir tek kitap bile… Kitaplarla dolup taşan uzun raflara kıskançlıkla baktım. Beni bir hoşnutsuzluk, bir sıkıntı, bir çılgınlık kapladı. Onun bütün kitaplarını tek tek, olabildiğince çabuk okumayı istedim ve buna karar verdim. Bilmiyorum, belki de onun bildiği her şeyi öğrenince, onun dostluğuna layık olabileceğime inandım. s.58 Oysa her konuşmamızdan sonra kendimden daha da sıkılıyordum. s.62 Dün o kadar hüzünlü olduğum için bana kızmayın; çok iyiydim, çok rahattım, ama en iyi anlarımda bile, ben hep hüzünlenirim. Ağlamış olmamın da hiç önemi yok; ben bile bilmiyorum neden ağladığımı. Ama siz, herhalde beni anlarsınız. Hem hüzün hem kahkaha! Dün gözlerimin içine, neler hissettiğimi gözlerimde okumak için nasıl baktınız öyle, benim heyecanıma nasıl hayran oldunuz. Sizin olan, V.D s.74 Canım, karanlık bir insan, aptal bir insan olsam da, ne yazık ki benim de başkalarındaki gibi bir kalbim var. s.75 Ben kendi ekmeğimi kazanıp yiyorum; doğru, kuru bir parça ekmek, hatta kararmış bir ekmek; ama çalışarak kazanılmış, yasak ve hile hurda yapmadan elde edilmiş bir ekmek. s.76 Fakat herkes, eser verecek olsaydı, kim yazıları temize çekecekti? s.77 Canım, benim kişisel mutluluğum sizi mutlu etmektir. Başıma hiç böyle bir şey gelmemişti, canım. Artık dünyaya karıştım işte. Birincisi, iki kat yaşıyorum. s.79 Edebiyat çok iyi bir şey, Varenka, çok iyi bir şey; bunu onlarda geçen üçüncü günümde anladım. Derin bir şey! İnsanların kalplerini güçlendiren, eğiten bir şey ve onların elindeki kitapta da bu konuda birçok şey yazılmış. Çok güzel yazılmış! Edebiyat bir tablo, yeni bir tür tablo ve ayna; ifade tutkusu, ince bir eleştiri, edebe yönelik bir eğitim ve bir belge. Onlarda bütün bunları gördüm. s.82 Ah, keşke onun zarif ruhunun bu gizli acılarını anlatabilselerdi, keşke benim Züleyha’mın tek bir gözyaşında bütün bir şiiri görebilselerdi! s.85 İnsanın alıştığı yer iyidir; acıyla yaşasan da, her şeye rağmen daha iyidir. s.88 Sevme yeteneğim var ve sevebiliyorum, ama iyilik yapamam, iyiliklerinizin karşılığını size ödeyemem. Beni daha fazla dizginlemeyin. Sizi seven, V.D s.93 Benim üzerimde çok hayırlı bir etkiniz var… Misal, şimdi sizi düşünüyorum, neşeleniyorum… Size ne zaman mektup yazıp içine duygularımı koysam, sizden ayrıntılı bir yanıt alıyorum. s.94 Çünkü eşyanın tabiatı bu! Zaten dünyanın düzeni bu, canım, hepimiz birbirimize hava atıyoruz, hepimiz birini azarlıyoruz. Bazen saklanır insan, saklanır, yakalanmamak için gizlenir, burnunun ucunu bile göstermeye korkar; yerini belli etmez, çünkü önyargı kol geziyordur, çünkü yeryüzünde başka şey kalmamış gibi, herkesin arasından seni bulup şamataya alırlar, bir bakarsın senin özel hayatın da, aile hayatın da edebiyata girmiş, hepsi yayınlanmış ve okunmuş, alaya alınmış, değerlendirişilmiş! s.102 Sizin bana hediye ettiğiniz giysileri, şekerleri, gezileri, tiyatroları ve kitapları görünce, bütün bunların bedelini şimdi kendi bağışlanması imkansız havailiğime üzülerek pahalıya ödüyorum; ve sizin benim mutluluğum için vermek istediğiniz her şey, benim için kedere dönüştü ve yararsız bir üzüntüden başka bir şey bırakmadı bende. s.104 Mutsuzluk bulaşıcı hastalıktır. Mutsuz ile yoksulun birbirinden uzak durması lazım, birbirlerine bulaştırmamak için. s.105 Gururum her şeyden değerlilidir. s.106 Neyse, böylece talihsizliklerimi ve felaketlerimi ayrıntılı olarak açıklamış oldum, Varenka, işte, hepsi bu, okunmasa da olur, vakti gelince okunur. Ben biraz hastayım, canım, duygularımın bütün canlılığı kayboldu. Bu yüzden, sevgili hanımefendim, Varvara Alekdryevna, size bağlılığımı, sevgimi ve saygımı göstermek üzere, burada kesiyorum. s.110 Size yardım edemezsem, ölümüm olur benim Varenka, saf, tertemiz bir ölüm, ama yardım edersem o zaman benden uçup gideceksiniz, yuvadan uçan bir kuş gibi. s.119 Her şeyden çok aşırı etkileniyor kalbiniz; bu yüzden de hep mutsuz bir insan oluyorsunuz. s.122 Eğer başkasının olan her şeyi insanın kalbine almadı ve aynı güçte hissetmesi mümkün olsaydı, doğrusu, insan bundan en mutsuz insan olurdu. s.123 Benim kalbim için kaygılandığınızı görerek beni sevdiğinizi anlamış olduğum için söylüyorum. Artık kendi kalbimden bahsedeceğim! Bu durumda çizmeler de, canım, ruhum benim, isminin onurunu ve değerini korumak için gerekli; delik çizmeler içindeyken ya ruhum ya onurum zarar görür. s.124 Para değil beni öldüren, bütün bu yaşam kaygıları, bütün bu fısıltılar, gülüşler, şakalar. s.128 Yeter ki siz en samimi bir şekilde pişman olun. Tanrı’ya güvenin. O her şeyi iyi eder. s.131 Sizi tanıyınca, birincisi kendimi daha iyi tanıdım ve sizi sevmeye başladım; küçük meleğim, sizden önce, tek başımaydım ve yeryüzünde uyuyordum, yaşamıyordum sanki. s.133 Bazen öyle dakikalar oluyor ki tek başıma kalmaktan, tek başıma hüzünlenip tek başıma kesintisiz kederlenmekten mutlu oluyorum ve böyle hallerim gitgide sıklaşıyor artık. s.135 Bir süredir tek kalmaktan korkuyorum; odada benimle birlikte başkası varmış, biri benimle konuşuyormuş gibi geliyor; özellikle de bir şeylerle uğraşırken aniden dalgınlıktan çıkıp kendime gelince, korkuya kapılıyorum. İşte bu yüzden size böyle uzun mektup yazdım; yazdığım zaman, geçiyor bu. Hoşça kalın, mektubu bitiriyorum, çünkü kağıt da vakit de kalmadı. s.138 Pencerelerinize bakıp gölgenizden başka bir şey göremesem bile mutlu olurdum; sadece sizin mutlu ve neşeli olduğunuzu düşünmek bile mutlu ederdi beni, güzel kuşum benim, neşelenirdim ben de. s.140 Sık sık kendi kendimi hiç neden yokken perişan ediyorum, kendime hiç değer vermiyorum ve bir taş parçasından değersiz sayıyorum. s.144 Sizi hatırlamak benim hasta ruhuma ilaç gibi geliyor ve sizin için ıstırap çekiyorum, ama bu ıstırap bana hafif geliyor. s.148 Birincisi, utanç; sağdaki aynaya baktım, orada gördüğüm şey aklımı kaçırmaya yeterdi. İkincisi, hep böyle davranırdım, yeryüzünde sanki hiç yokmuşum gibi yapardım. s.159 Siz korkuyordunuz yabancı bir insandan, ama gidiyorsunuz. Peki ben burada nasıl tek başıma kalacağım. s.166 Hep bir şeyler seziyorum ve sanki bir dumanın içinde yaşıyor gibiyim. s.168 Biricik dostumsunuz benim; bir tek siz sevdiniz beni. Her şeyi gördüm, sizin beni nasıl sevdiğinizi de biliyordum! Benim bir tek gülüşümle mutlu oluyordunuz, bir tek satır mektubumla. Şimdi benden vazgeçmeniz gerekecek! Ah! Ne kadar hüzünlüyüm, nasıl eziliyor bütün ruhum. Bay Bıkov çağırıyor beni. s.171-172 Ben öleceğim, Varenka, hemen öleceğim; benim kalbim kaldırmaz böyle mutsuzluğu! s.174 Benim üslubum da daha yeni şekillenmişti… Ah, bir tanem, ne üslubu! Zaten artık ne yazdığımı bile bilmiyorum işte, hiç bilmiyorum, hiçbir şey bilmiyorum, tekrar okumuyorum da, üsluba da özen göstermiyorum, yazıyorum sırf yazmak için, sırf size daha çok yazmak için… Güvercinim benim, bir tanem, canımsınız benim! 1844-1846 s.175
Sayfa 175 - canKitabı okudu
·
188 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.