Nezâketinden dolayı teşekkür ederim, değerli kardeşim Ahmet. Ayrıca vermiş olduğun naçizane bilgiler için de çok teşekkürler.
Freud hiç okumadım ama psikojenez hakkında tam bir yetkinliğe vakıf olamasam da, az çok bilgi sahibiyim. Düşüncenin beynimizde sınırlı olmadığını, beynimizin bir aracı kurum görevi üstlendiğini " % 100 Düşünce Gücü " isimli eserden aşinayım. Bilinçaltının genel kurallardan yola çıkarak yargıda bulunabileceğini de biliyorum. Hatta eser de bu konu ile ilgili verilen bir örnekte topluma mal olmuş " Cereyan da kalırsan, hasta olursun! " tezinin, nasıl çürütüldüğüne şahit olunca, şok olmuştum.
Bu eser Shakespeare ait okuduğum dokuzuncu eser ve Shakespeare'in yazım diline vakıf olduğum inancındayım. Kaldı ki, inandırıcılığı ne kadar yüksek olabilir bilmem ama ben eseri Shakespeare ait bir eser diye okudum. Ta ki okuyup bitirdiğim son ana kadar! Sürekli kitap temin ettiğim bir siteden Shakespeare ait eserler bölümüne girerek, özellikle ciltli olanları önceden temin etmiştim. Hatta emin olamadığım için, kalkıp kitaplığımda var olan Shakespeare ait okumadığım diğer eserlerini bile, kontrol ettim ki, yardımcı yazarlı başka eserlerini de satın almışım mı diye! Başka almamışım. Almayı düşünüyor muyum? İşte orası belirsiz.
Çevirmenden etkilenmemek adına da, önsözleri hep en son okurum. Çünkü bilirim ki ister istemez çevirmenin düşünceleri, benim fikirlerime sirayet etmekte. Eser daha başlarda bir yavan gelmişti. Ama adını bir türlü koyamamıştım. Şehir dışına çıkarken yolculuk esnasında okuduğum için de, kendi kendime, " Konsantre olamadım galiba! " diye bir düşünceye kapılmıştım. Ne zaman ki, oyun üzerine açıklamaları okudum, o zaman " Tamam, adını koyamadığın ikinci bir yazarın elinin değmesiymiş, dedim. Umarım hislerimi gereği gibi, izah edebilmişimdir.
Selâm ve sevgilerimle...