Gönderi
Türkiye'nin Sorunlarını Ardına Alan Etkileyici Bir Yaşamöyküsü.
Her insanın, okumayı seven her insanın kendisini bulduğu,yazarın dünyasında kendisine bir yer bulduğu ,kitaplarını okurken zihnimden geçenler işte de tam da uydu dediği yazar vardır.Benim için Oğuz Atay bunlardan biri.Kitaplarını okurken her daim büyük bir keyifle ama bir o kadar hüzünlenerek okurum.Türkiye'nin,Türk Aydın'nın,Tutunamayanların yazarıdır.Her kesime kucak açar.Acıklı ve kırık yaşamşarın anlatıcısıdır.Tutunamayanlar ,Korkuyu Beklerken,Tehlikeli Oyunlar.Şimdi de Bir Bilim Adamının Romanını .Biyografi tarzında yazılmış.Aynı zamanda nadir bir tür edebiyatımızda.Mustafa İnan başrolde.Adanalı şivesini hiç kaybetmemiş profesör olduğu halde.Gelen öğrenciye böyle anlatır hoca.Mustafa İnan kim peki? Gazetelerin ön sayfalarında resmi basılanlardan değil.Pek ünlü bir şahsiyet değil.O mekanik dalında çalışmalar yapmış,ekol kurmuş Bir Bilim Adamı. Biz okurlar böylece yolculuğa çıkıyoruz.Bu sadece biyografilerde olduğu gibi İnan'nın yaşamı ve çevresine odaklanmıyor.Satır aralarında ülkenin bilimsel konularda geri kalması,eğitimde fırsat eşitsizliği,akademide ilerlemenin zorlukları,fikir özgürlüğü,medeniyet buhranı gibi aslında şu an hala toplum olarak yaşamakta olduğumuz sıkıntıları dile getirmiş Atay.Adana'da posta memurunun oğlu olarak dünyaya gelir.Sonra ailesi genişler Mustafa İnan'nın.Küçük yaşta damdan düşer.Sıradan bir düşüş değil.Buna rağmen ayakta kalır.Adana Fransızlar tarafından işgal edilir.Yoksuluğun üzerine bir de savaşın getirdiği yokluk,yer değiştirmeler,darlık,yoksulluk,savaş şartlarının ağırlığı.Milli Mücadele döneminin çetin şartlarında ilk çocukluk yılları geçer.Bizim toplumda orta halli gelir-yoksul gelir gruplarının kalıplaşmış bir deyimi vardır çocuk ne kadar yetenekli olursa olsun bundan adam olmaz denir.Babası da böyle der.İlk önce kuyumcunun yanında çıraklık eder.Fazla ders çalışmaz.Sonra eczacının yanında çalışır.Hayata erken yaşta atılır.Buralarda öğrendiklerini ileriki yaşamınında kullanacaktır.Eğitim de fırsat eşitsizliğine rağmen leyli meccanide eğitimini başarı ile sürdürür.Onu hayat boyu öne çıkaran yeteneği olan öğretmenlik,bir konuyu anlatırken konu ne kadar karmaşık olursa olsun onu sohbet havasında gibi anlatır,karşısındaki kişiye muhakkak öğretir.Seminerlerinin bu kadar meşhur olmasının sırrı.Bu kadar yoksulluğa ve imkansızlığa rağmen bu derece başarılar elde etmesi çok etkileyici.Her daim çalışma azminde olması.Mühendislik Fakültesi'ni bitirdikten sonra özel sektöre atılmayıp akademide diretmesi.Oğuz Atay aslında ülkenin çok önemli bir sorununa değiniyor.Bugün hala bilimsel tez,makale üretmede çok gerilerdeyiz.Bunun sebebinde ekonomik yetersizlik var.Akademide ilerlemek demek belli bir maddiyatınızın olması demek.Maalesef ülkede bu şansa sahip çok az insan var.Meslek seçerken iş bulma ve para kazanma her daim önde.Diğer büyük sorun eğitimde fırsat eşitsizliği. Sınava giren her çocuk eşit şartlarda hazırlanamıyor.Koleje gidenler,daha fazla imkana sahip olanlar diğer yanda köy okullarında eğitim görenler.Atay buna da son sayfalarda ironi dolu bir eleştiri getiriyor.İnan öğretmenliği ön plana koyup akademide ilerliyor ama işi zor.Baba öldükten sonra anne ve kızkardeşlerin bakımı onun üzerinde bu arada özel ders verdiği Jale Hanım ile evleniyor.Oldukça kısıtlı bir yaşam.Soba,yürüyerek üniversiteye gitme,aynı kıyafetleri giyme,devlet hastanesi imkanlarından faydalanma.Ama bilim de ilerlemek,yürürken şiir dizelerini içinden okumanın yanında bu zorluklar aşılıyor.Akademik yol eğer maddi imkanlarınız yeterli değilse oldukça zordur.Akademi basamaklarını tırmanmak var bir de bu zor şartların altında.İnan Mekanik,Mukavemet alanlarında ilerliyor ama Divan şiirine pek meraklı Yahya Kemal'in toplantılarına katılıyor.Tarih,Sanat ve kelimelerin kökeni ile pek alakalı.Türkçe hece sayısı bakımından pek zengin bir dil.Matematiği dil biliminde kullanıyor.Çok yönlü. Aynı zamanda dil öğrenmeye meraklı.Düşünce Sanatı isimli seminerler veriyor.Düşünmek ,hakiki manada düşünmenin efor gerektiren bir iş olduğunu anlatıyor.Tabiat ve Tolerans isimli makale,Mukavamet isimli kitap.Kimse onun kadar karmaşık konuları diğerlerine bu kadar iyi anlatamıyor.Sürekli bir enerjisi var.Durmadan yoluna devam ediyor.Ülkeden gitmek yerine bu ülkeye hizmet ediyor.Öğrencilerine de bunu salık veriyor.Bilimin bu topraklarda ilerlemesi için.Savaş yılları,ekmek kuyrukları,maddi zorluklar,pek çok başarı ile bir ömür geçiyor.Bunlarla birlikte bilim camiasından kaç kişiyi tanıyoruz? Onun gibi damdan düşen ama sonra ayağa kalkamayıp yolunda ilerleyemeyen kaç tane yetenekli çocuk var bu ülkede.Fırsat eşitsizlikleri yüzünden bilim yolunda gitmeyip kaybolanlar.Etkileyici bir yaşam öyküsünün ardında aslında Türkiye'nin hala devam etmekte olan sorunlarına değinilmiş.Beni etkileyen kısımlardan biri ilkokulda okurken kıyafetleri yüzünden çocukların sınıflara ayrılması.Toplumda adı olmasa bile olan ayrımcılık,diğer yandan hocanın şivesini hiç kaybetmemesi.Kitabı kapatırken aslına uygun kalmanın,zorlukları aşmanın önemli olduğunu hüzünlü bir şekilde hatırlatır kitap.Oğuz Atay kendine has üslubu ile biyografik romanın( edebiyatımızda pek örneği yok) hakkını vermiş.İyi Okumalar.
·
66 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.