Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

Sokak aynalarını çok seviyorum. Yolun kenarında beklenmedik bir şekilde ortaya çıkıyorlar. Yolunuz bildik yoldur, sakindir - sıradan şehir yoludur, size bir mucize, bir seyirlik sunmaz.Hiçbir şey beklemeden yürürsünüz, başınızı kaldırırsınız ve birden, bir anda, her şey aydınlığa kavuşur: Dünyada, dünyanın kurallarında hiç görülmemiş değişimler yaşanmıştır. Optik, geometri yıkılmıştır, yürüyüşünüzün, hareketlerinizin, nereye gidiyorsanız oraya gitme isteğinizin doğallığı yıkılmıştır. Ensenizle gördüğünüzü düşünmeye başlarsınız - hatta şaşkın bir halde gelip geçenlere gülümsersiniz, bu üstünlüğünüzden dolayı mahcup olmuşsunuzdur. “Ah..." diye sessiz sessiz iç çekersiniz. Az önce gözünüzden gizlenmiş olan tramvay, tekrar önünüze gelir, turtayı kesen bir bıçak gibi bulvarın kenarını keser. Birinin kolunda asılı olan, mavi bir kurdeleden sarkan saman şapka (o kadını az önce görmüştünüz, dikkatinizi çekmişti, ama bakmaya fırsat bulamamıştınız), size doğru gelir, gözlerinizin önünden geçer. Uzaklar önünüzde açılır. Her şey inandırıcıdır; bu ev, duvar, ama bize bir üstünlük verilmiş. Bu ev değil! Siz bir sırrı ortaya çıkardınız: Burada duvar yok, gizemli bir dünya var, sizin az önce gördüğünüz her şey yineleniyor burada - ve üstelik öylesine üçboyutlu ve renkli bir şekilde yineleniyor ki, böylesi ancak dürbünün ters tarafınndan bakınca olur.
·
12 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.