Gönderi

Haremin sahanlığı nazeninlerden. Hurilerle dolu olan bir cennetti. Cennetinde huriler çoktu onun. Huzurundaki hizmetçileri de meleklerdi onun. Fakat devlet soyunun iki evlâdı vardı ki, iffet bahçesinin iki turfandasıydı. O şahın yanında iki sultan vardı. O mehtabın yanmıda iki güneş vardı. Yani o yüce soydan olan, İki kızkardeşi vardı, nazlı büyütülen. Biri doğruluk bağını selvisiydi, Adı da gerçek olarak «Sıti»ydi. Öbürü Beyin can ve ciğeriydi. Beyin adının yarısıydı adı. Hikayeci bana muamma olarak şöyle dedi: O huri de «Zin» adıyla tanınırdı. Biri fazlasıyla şirin, son derece sevimli, Öbürü gönüllerin ruhuydu, hurilerden dönmeydi. Biri esmer, sarışındı öbürü. Biri huri, periydi öbürü. O huriyle periye paha biçilmezdi. Çünkü Allah'ın nurundandılar. Kimse eş görmemişti yüzlerinin güzelliğine, Çünkü ebedî güzelliktendi o güzellik. Dudakları la'I, şakakları yasemin, yanakları gül, Parlaklığı utandırır ince ipekten elbiseleri, İki zülüf sünbül çiçeğine benzerdi, İki yanaksa kırmızı gül yüzünün renginden. O serbest kırmızı güller ve sünbüller, Açmıştı boylarında selvi ve şimşir gibi.
37 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.