Gönderi

ŞAHİN - Sayın Hocam, bir soru daha sormama izin verin, Türkiye'de köy yaşamında değişiklik oldu. Köy Enstitüleri dönemindeki Türkiye köyü ile günümüzdeki Türkiye köyü arasında farklar var. Çeşitli sosyal değişmeler oldu. Olumsuz yönden olsun, olumlu yönden olsun değişmeler. . . Örneğin köyden kalkan insanlarımız Almanya'ya kadar geldi. Kimi köy­ler boşaldı. Sizce bu gidişin yönü nedir, neler oluyor? Şimdiki Türkiye köyünü nasıl tanıtabiliriz? BAYKURT - Pek doğal, yaşamın kendisi sürekli değişme için­de... Elbet köyler de değişecek. Ancak değişmelerin olumlu yönde mi geliştiğini sürekli araştıracağız. Olumsuz yönde geliştiğini görüyorsak, olumlu yöne doğrultulması için çaba harcayacağız. Değişmeler büyük ölçüde bizim denetimimiz altında olmasa bile, değişmelere yön vereceğiz. Bu da pek tabii, Türkiye'de demokratikleşme ile ilgili. Yani, yönetilen halkın bugün, yani emekçi halkın, köylülerin, demokrasi içinde fazla etkin olmayışları yüzünden, daha çok köylülüğün aleyhi­ ne sonuç veren değişmeler oluyor. Örneğin Türkiye, çok partili yaşama 1945'te girdi. 1950'de seçimle bir iktidarı değiştirerek demokrasiyi biraz güçlendir­di. Köylü isteklerinin bir bölümü gündeme geldi. Tarıma çok sayıda traktör girdi. Anımsıyorum, 40.000 traktör birden girdi. Türkiye'de 40.000 köy var denir. Her köye bir traktör. Hayır, bölüşüm böyle olmadı. Ben yurdu sürekli gezen insanım. Söke ovasında bir ağanın 18-20 traktörü olduğunu gördüm. Demek buna karşılık 20 köyün hiç traktörü yok. Başka yerlerde 10-20 traktörlü ağalar, aileler gördüm. Buna karşılık yüzlerce köy bili­yorum, bu kırk bin traktörden bir tane düşmedi payına. Binlerce çiftçi, yıllarca elini traktöre sürmedi... Traktörle çift sürmedi. Traktörler Türkiye'ye geldi, ama ağalara geldi. Tarımda maki­neleşme, modernleşme dediğimiz olay, yoksul köylülük için fazla bir şey yazmadı. Sadece ağalara yaradı. Ağaların ortakçısı, yarıcısı durumunda olan insanlar bu topraklardan çıkmak zorun­da bırakıldı. Dolayısıyla hiçbir hazırlığı bulunmayan şehirlere doğru, serseri bir göç başladı. Ne yapsın göçmeyip? Bulunduğu ağa köyünde huzur yok. Gittiği şehirde de huzuru hiç olmadı. Sağlıksız bir gecekondulaşma, İstanbul'un, İzmir'in, Adana'nın Adapazarı'nın, İzmit'in çevrelerini sardı. Büyük şehirlerin konut­ları çevresine %70'i aşan oranda gecekondu yapıldı. 300 bin nüfuslu, 500 bin nüfuslu gecekondu mahalleleri oluştu. Örneğin İstanbul'un 500 bin nüfüsu, birden dört milyona çıktı. Ankara öyle oldu. Köyden göçen nüfus, artan nüfusla birlikte, mesleksiz, eğitimsiz habire çoğalmakta, şehirlerin de dışına taşmaktadır. Üniversite kapıları ardına kadar öğrenci dolu. Kapı önlerinde eritilmez yığılmalar oluştu. Herkes plansız biçimde, yüksek öğrenim yapma hırsına kapıldı. Bir iş, bir sanat öğrenmek isteyen az... Yüksek öğrenim yapması gerekenler de yapamıyor... İçerde her an taşan, üstelik doyumsuz ve huzursuz bir nüfus, fırsatını bulup dışarı taşmak istiyor. Almanya başta, birçok Batı Avrupa ülkesi Türklerle doldu. Bir bölümüne iş var, bir bölümüne yok. Sahipsiz dolaşıyorlar. Zorluklar tıpkı içerdeki gibi sürüp gidiyor. Değişmeleri ben daha çok olumsuz yöne doğrulmuş görüyorum ne yazık! Yani denetimsiz değişmeler oluyor daha çok. Yurdun ve halkın yararına olmayan, yarın halkı daha çok ezecek türden değişmeler oluyor. Örneğin traktör iyi iken, kötü etki yapıyor. Başka örnekler verilebilir, açıklamalar yapılabilir, konu uzun... Bu konuya bir başka açıdan da bakalım. Dün köylü top­lama çıkarma bilmiyordu. Hesap kitap yapmıyordu. Birkaç parça ürününü ne fiyat verirlerse ona satıp, ne fiyat isterlerse birkaç parça pırtı satın alıyordu. Sattıklarından da, satın aldık­larında da kazıklanıyordu. Çünkü fiyatları koyan kendisi değil. Sattığının fiyatını da, aldığının fiyatını da eller koyuyor. Bu yüzden iki başlı zarar ediyor, yani sömürülüyordu. Kırk elli yıl geçti. Cumhuriyet altmışını aştı. Durumda bir değişiklik yok. Köylünün sattığı ucuz, aldığı pahalı. Yönetime katılmadığın­dan, daha beteri, ters bir eğitimle uyutulduğundan durumu nerdeyse Osmanlı dönemindekinin aynı. İşte görüyorsunuz; Köy Enstitülerinin köylüye yararı da, ege­menlere zararı da bu ince noktadaydı.
·
51 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.