Beni zaman kuşatmış, mekan kelepçelemiş;
Ne sanattır ki, her şey, her şeyi peçelemiş ..
Perde perde veralar, ışık başka, nur başka;
Bir anlık visal başka, kesiksiz huzur başka ..
Renk, koku, ses ve şekil, ötelerden haberci;
Hayat mı bu sürdüğün, kabuğundan, ezberci .. ?
Yoksa göz, görüyorum sanmanın öksesi mi?
Fezada dipsiz sükut, duyulmazın sesi mi ..?
Rabbimm, Rabbimm, Yüce Rab, âlemlerin Rabbi, sen!
Sana yönelsin diye icad eden kalbi, sen .. !
Senden uzaklık ateş, sana yakınlık ateş .. !
Azap var mı alemde fikir çilesine eş .. ?
Yaşamak zor, ölmek zor, erişmekse zor mu zor ..?
Çilesiz suratlara tüküresim geliyor .. !
Evet, ben, bir kapalı hududu aşıyorum;
Ölen ölüyor, bense ölümü yaşıyorum .. !
Sonsuzu nasıl bulsun, pösteki sayan deli .. ?
Kendini kaybetmek mi, visalin son bedeli .. ?
Mahrem çizgilerine baktıkça örtünen sır;
Belki de benliğinden kaçabilene hazır ..
Hatıra küpü, devril, sen de ey hayal, gömül .. !
Sonu gelmez visalin gayrından vazgeç, gönül .. !
O visal, can sendeyken canını etmek feda;
Elveda toprak, güneş, anne ve yâr elveda .. !
~ Necip Fazıl Kısakürek ~