Gönderi

annemin aklında çok kız vardı benim aklımda bir kapı ağzında çok sümbül yetiştirdim tükendi tütünü içerde tutan ciğer beni kollarımdan tutup germediler çarmıha türkü üflemediler kulağıma kalbimi sıvazlayıp âşıktım, aşkın müddetini Allah verirdi bana olan bir tutam zülüften oldu odalara sızan siyah acıyla kavruldum manzarası aklımda kalmış gül açan yanakların kırıldım, melekler taşındı benden öteye bir kızın elleri sinmiş gövdeme alın bu göğsümü, bende telef olmasın bir yörük çadırından seyrettiğim gök olaydın duraydın yanımda omuzuna yıkılaydım penceresinden kimsenin bakmadığı ev gibi kalbim kalbim onunla nasıl baş başa kalabildin bütün çiçeklere adınla seslenmeliysem durup durup seni bağırmalıysam mabetlere insan inkâr edendir, seni imanımla yan yana koydum azaldım ve çoğaldım seni bulmak için çıktım asya’nın bozkırlarından senin için keşfettim semerkand’ı, buhara’yı beni yakıp yıkan bu rüyaya inandım idris nebi seni bana diksin istedim kaç gece çöllere yağan yıldızları sana taşımışlığım var diz dize oturmasak da ellerine sokulduğum anlar var sabret diyorum kendime nefesinle yaşadığım bambaşka zamanlar var okul yolundan çocuklarla beraber dönüyor gülüşün öyle güzel öyle yorgun öyle benim ki akşamları ayağa kaldıran şehir karnavalı saçların karasını benden rüzgârını yurdumdan almış atları uzaklara çağırıyor burada her şey ceketini yanlış ilikliyor günler seni hatırlayınca senden kaçıp gül satılan çarşılara varıyorum karalanıyorum, yeniliyorum ve şehit düşüyorum sonunda Yesrib’den gelen kervanlarla sana dönüyorum sezdimdi, geldimdi, bu incecik bilekler yemin olsun tutulsa taş kesilir iyi huylu hanımeli bu tenha iyi değil gözlerindir beni dağ gibi yalnız bırakan suyu gören toprağın coşkusu saklı bende hatmi çiçeğinin dua eden elleri aşk kulluğun hakkıdır kavuşmak bilmez içim
·
153 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.