Merhaba arkadaşlar. Hepimize iyi akşamlar. Ağustos ayına da tam planlarıma yönelik başladım. Umudum, bu ayın yeni bir başlangıç olması ve iyi olayların yaşanması. Çabamsa tam da buna yönelik olacak. İnşallah iyi bir yolda yürüyeceğiz, attığımız adımların da meyvelerini alacağız diyelim ve başlayalım. Ahmet Mithat Efendi ile alakalı olabildiğince geniş, uzun ve tüm kitapları hakkında genel bir inceleme de bulunacak bu yazımızda. Evvela bunu söyleyerek başlamak istedim. Şimdi birkaç kitabını okuyacak belirli bir sırayla gideceğiz ama birkaç yıl sonra bir okur, yazarın kitaplarını merak edip geldiğinde sadece incelemeyle değil aynı zamanda Ahmet Mithat Efendi ile ilgili bir şeyler öğrensin, bizim de araştırmalarımız birkaç günle kalmasın uzun yıllara yayılsın diye çabalıyoruz. Yazarlarımız arasında daha fazla eseri olan birisi yok ve bu kadar çok kitap yazıp daha pek çok kitabı değil basılmak, günümüz Türkçesine bile çevrilmemiş birinin eserleri üzerine çalışma yapmak da haliyle epey zor oldu takdir edersiniz. 2022 yılı Kasım ayından beridir bir yandan bu projemle uğraşıp bir yandan da günlük hayatıma odaklanmaya çabaladığım için de burada ekleyeceğim genel bilgileri diğer incelemelerde de paylaşacağım. Paragraf düzeni ise sadece okunan kitabın anlatıldığı bölüm büyük harflerle kitabın adı iki kere yazılmak şeklinde olup, aradaki boşluğa yapılan kitap incelemesini içerecek, kalan kısımlar genel bilgi üzerine olacaktır.
BEN NEYİM
Ahmet Mithat Efendi ve onun eserlerini okumak ne kadar keyif veriyorsa -üzülerek söylüyorum ki- TDK baskısı okumak da beni o kadar kahrediyor. İmdadıma şu sıra -şükürler olsun ki- İş Bankası ve Dergah Yayınları baskıları yetişti de moralim yerine geldi. Diğer külliyatı okumakla okumamak arasında da açıkçası oldukça karmaşık duygular içerisindeyim ama okumamak daha ağır basıyor şu anlarda. Şu kadar önemli bir külliyatı bu şekilde basmakla ne elde ettiklerini hala anlamadım yahu! İyi tarafını görmeye çalışan biri olarak TDK'nin açığa çıkardığı bu eserler keşfedildikçe diğer yayıncılar da bunları aldı, günümüz diline çevirerek yayınladı diyebiliriz. Öyle olduğu düşünüyorum bir bilgim de yok açıkçası.
Yine bu kısa esere baktığımızda şunu görüyoruz, yazarın hakkında yorum yapmadığı bir konu yok ve bu eserinde de Materyalizme yönelik eleştiriler sunuyor. Burası da çok garip aslında. Bunu biraz detaylandırmamız gerekecek. Materyalizm bir maddecilik olarak karşımıza çıkıyor. Her şey maddeden gelir demekle başlayıp söyledikleri her şeyin gözlem ve deney yoluyla kanıtlanmasını isterler. Yani o düşünce yapısına göre eğer Tanrı varsa bana bunu gösterin yoksa var olduğunu iddia etmeyin dediklerini söyleyebiliriz. İnançtan çok kanıt temelli bir felsefedir diyebiliriz.
Biraz evvel bahsettiğimiz garipliğe de değinmek istiyorum. Düşünce yapısını biraz açıklamıştık. Ahmet Mithat ise ilginç gelebilir, bu düşünceyi benimseyen birisi. Yani bu akıma ilgi duyuyor diyelim, benimsemek çok farklı bir yere çekilebilir. Hatta bu ilgi sebebiyle bir de Rodos sürgünü yaşıyor. İşler burada ilginç bir hale geliyor çünkü adeta bilerek veya bilmeyerek savunduğu bu görüşleri, sürgün dönüşünde bu defa reddediyor. Daha İslami bir bakış açısıyla yoluna devam ediyor. Burası da şaşırtıcı işte.
Kitabımızın konusu ise buradan sonra başlıyor. Ahmet Mithat ve onun ‘Zeyl’ eserleri de mevcuttur. Eserden çok buna da yazı demeliyiz. Ahmet Mithat’a ait bir özelliği tanımlamak istediğim zaman yıllardır bocaladığımın, bir anlam karmaşası yaşadığımın farkındayım ama adam çok karmaşık ve birikimli birisi. Birkaç tanımla anlatılacak birisi değil ki. Bu kitap Apolojik bir kitap yani buna da ister savunma deyin ister cevap deyin isterseniz de eleştiri deyin. Batılı filozofların yazdıkları yazıları kendince çevirip daha sonra bunları haksız çıkarmak adına verdiği cevaplar ve Materyalizm karşıtı, o savları çürütmek için yaptığı mücadeleler takdire şayandır.
Kitabın adına dahi odaklandığımız zaman ben kimim yerine ben neyim diye sorması da bana zamanında vahşice katledilen Nesimi ve onun sözlerini hatırlattı. Ölümden sonraki hayata inanması ve sadece ruhlarımızın değil bedenlerimizin de bizlerle birlikte olacağını söylemesi ve bunun sonucunda cezalandırılması da dikkat çekicidir. Eğer yalnızca ruhumuz dirilecek bedenimiz çürüyecekse bizler neden şehitlerimizi kıyafetleriyle birlikte mezarlarına defnediyoruz? Yani o dönemde de birtakım yanlış inançlar ve hurafeler olduğu gibi doğruları istemeyen ve doğrucuları asla çekemeyip karalayanlar da mevcuttur. Bunları da buradan çıkartmak mümkündür.
Dileğim en kısa zamanda Ahmet Mithat eserlerinin bizlere kavuşturulması yönünde olacaktır. Hepimize iyi okumalar dilerim..
BEN NEYİM
Kitap incelemesi ardından devam ediyoruz. Evvela Ahmet Mithat Efendinin eserlerine ve neleri okuduk neleri okumadık bunları ayırdığımıza yönelik açıklamaları yapacağız. Bulabildiğimiz kitapları ve bunların neler olduğunu anlatacak, bulduklarımız üzerinden sıralı bir liste yaparak ilerlemeye çalışacağız. Aynı zamanda bu birkaç günlük - haftalık proje de değil. Yaklaşık 3 ila 5 yıl arasında düşündüğüm zaman dilimini kapsayarak son bulacak bir proje olacaktır. Hatta bu süreçte ve sonrasında bizlere yardımı dokunacak her türlü bilgiye de açık olduğumuzu belirtmek isterim.
Araştırma sürecinde bulduğumuz eserler neler oldu? Neleri sıraladık? Şöyle bir isim sırası şeklinde ilerlemenin en doğrusu olduğu kanısındayım ve burada büyük emek harcadığımı belirtmek isterim:
Acaib-i Alem
Ahmed Metin ve Şirzat
Alayın Kraliçesi - Alayın Kraliçesine Zeyl
Aleksandr Stradella
Altın Aşıkları
Amiral Bing
Arnavutlar Solyotlar
Avrupa’da Bir Cevelan
Ben Neyim?
Beşair
Beşir Fuad
Bir Acibe-i Saydiyye
Cellad
Cinli Han
Çengi
Çerkez Özdenler
Çingene
Çocuk Melekat-ı Uzviye ve Ruhiyesi
Dolaptan Temaşa
Durub-u Emsal-i Osmaniyye Hikamiyyatının Ahkamını Tasvir
Dünyaya İkinci Geliş yahut İstanbul’da Neler Olmuş
Dürdane Hanım
Demir Bey yahut İnkişaf-ı Esrar
Eski Mektublar
Esrar-ı Cinayat
Eyvah
Felatun Bey ile Rakım Efendi
Fenni Bir Roman yahut Amerika Doktorları
Gönüllü
Gürcü Kızı yahut İntikam
Hasan Mellah yahut Sır İçinde Esrar
Hayal ve Hakikat
Haydut Montari
Hayret
Henüz On Yedi Yaşında
Hilal-i Ahmer Cemiyet-i İnsaniyesinin Tarihi
Hikmet-i Peder
Hüseyin Fellah
İstibşar
Jön Türkler
Karı Koca Masalı
Karnaval
Kıssadan Hisse
Letaif-i Rivayat (İçerisinde 21 öykü vardır. Bazı öyküler farklı kitaplarda farklı isimlerle yayımlanmış olabileceğinden buna da değineceğiz ve o öyküleri de ekleyeceğim)
Suni’fi Zan
Gençlik
Esaret
Teehhül
Felsefe-i Zenan
Gönül
Mihnetkeşan
Firkat
Ölüm Allah’ın Emri
Bir Gerçek Hikaye
Bir Fitnekar
Nasib
Çifte İntikam
Para
Kısmetinde Olanın Kaşığında Çıkar
Diplomalı Kız
Dolabdan Temaşa
İki Hudutkar
Emanetçi Sıdkı
Cankurtaranlar
Ana Kız
Menfa
Mesail-i Muğlaka
Müdafa’a
Müşahedat
Nedamet mi – Heyhat
Niza’ı İlm-ü Din
Pariste Bir Türk
Rikalda yahut Amerika’da Vahşet Alemi
Seyyadane Bir Cevelan
Süleyman Musli
Şeytankaya Tılsımı
Şopenhavr’ın Hikmet-i Cedidesi
Taaffüf
Üss-i İnkılab ve Zübdetül Hakayık
Vah
Volter
Volter Yirmi Yaşında
Yeniçeriler
Yeryüzünde Bir Melek
Görüldüğü üzere bizim bulabildiklerimiz Ahmet Mithat kitaplığında yalnızca %15 civarında. Daha bunun yayımlanmayan, çeviri bekleyen, illa ki kaybolan veya yazar tarafından yazılıp da ona ait olduğu imzası olmadığı için anlaşılmayan gibi pek çok çeşidi var. Elimizden geleni de yapacağız bu konuda.
Şimdilik araştırdıklarımız ve bulduklarımız bu kadar. Birkaç yıl sonra yeniden bu çalışmalara döndüğümüzde hem yeniden araştırmamıza gerek kalmayacak hem de –umudum bu yönde- yeni bilgilerle harmanlamaya çalışacak ve eldeki Ahmet Mithat eserlerini güncellemeye çabalayacağız. Bu konuda kütüphaneci ve moderatör arkadaşlardan da ricam, bilmediği kitaplara lütfen dokunmasınlar. Bilhassa isimleri farklı diye kafalarına göre ayırma yapmasınlar bazı eserlere. ‘Geçmiş’ kısmından özellikle emek verip düzenlediğim eserlerde bunu rica ediyorum. Hayatımın 4’te 1’ini bu işe adadığım için bu şekilde konuşup hepinizden rica ediyorum.
Hepimize iyi okumalar dilerim..