Gönderi

320 syf.
·
Not rated
·
Read in 26 hours
Bu kitabı uzun zamandır görüyordum ve arada bir de okumayı istemiştim, evet. Kitabı az önce bitirdim. Beklediğim kadar kötü değildi, beklediğimden daha iyiydi aslında. Ancak psikolojik gerilim türünde yazan yazarların belki polisiye yazarları gibi muamma düşkünü olması bu kitaba da bence zarar veriyor. Genel anlamda; anlatıcının karakterinin ve psikolojik yapısının, içinde bulunduğu durumun iyi bir şekilde verildiğini düşünüyorum. Bu yazarın lehine bir nokta. Kitabın cinayeti kim işledi ve cinayet nasıl meydana geldi meselesi kitabı son bölümlerine kadar devam ediyor. Bu türde yazılan kitaplarda final her zaman yazarın yetkinliğini en çok göstereceği yer aslında. Mesela yazar bu düğümü nasıl çözecek çok etkileyici bir final olacak mı, katil aslında kim gibi eğlencelik, keyif almalık küçük bulmacalar ve muammalarla dolu kitaplardan bir tanesi bu da. Yazar hedefi buysa bunu başarıyor, ve bence daha iyi başardığı şey anlatıcının karakteri konusunda muammadan daha etkileyici bir çalışma ortaya koyabilmesi. Anlatıcımız çok derinleşemese bile çok sığ yerlerde de dolaşmıyor. Bence kitabın başarısız olduğu yer muammanın çözülmeye başladığı nokta. Keşke bu kitaptaki cinayet hiç de görünmediği gibi olmasaydı. Keşke burada iyi edebiyat eserlerinde gördüğümüz o ruhsal çabalar, gayretler bir oyunun çeşitli basamakları olmasalardı. Çünkü edebiyat eserinde bu ruhsal çabalar gayretler başarma arzusu anlamaya çalışma gayreti bir oyunun parçası değil bir var olma halinin hikayesinin parçası oluyor. Psikolojik gerilim türünde veya polisiyelerdeki bilmeceler muammalar ise eğer kurgusu sağlam şekilde kurulmuşsa oyun oynandığının farkındaysa okur o zaman lezzetli olabiliyor. Örnek: Feneryolu cinayetleri. Ancak ruh durumlarını iç dünyalarını öyle ya da böyle öğrenmeye başladığımız insanları sonuçta bir bulmacanın parçası halinde oyunun finalinde ters yüz etmek bende çok da iyi bir etki bırakmıyor. O anlamda mesela bir ay kadar önce okuduğum hayalet adam kitabının tutturduğu kıvamın çok iyi olduğunu düşünüyorum. Yani aslında şunu demeye çalışıyorum; ruhsal dünyaların karmaşaları bir yazarın oyun oynama ve muamma kurma arzusunun üstünde bir şey olarak kurgulanmalı belki de. Bu kitap, evet, anlatıcı üzerinden bunu yapabiliyor, ama aynı zamanda yine de psikolojik gerilim türünün klişelerine, oyunlarına kendini bırakmadan da edemiyor.
Sessiz Hasta
Sessiz HastaAlex Michaelides · Domingo Yayınevi · 20234,510 okunma
·
222 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.