Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

236 syf.
·
Puan vermedi
·
27 saatte okudu
Ahmet Mithat’ın kaleminden çıkmış ilk basımı 1881 yılına ait bu kitabı çok severek,üzülerek,empati kurarak okudum. Ahmet ve Hulusi adlı iki yakın arkadaşın bir gece gittikleri tiyatrodan yağmur dolayısıyla evlerine geri dönememeleri sebebiyle,Hulusi’nin ısrarıyla geceyi bir genelevde geçirme kararı almaları ile hikaye başlamış oluyor. Ahmet Efendi geceyi genelevde geçirmeyi kabul etmiş olsa da kesinlikle kimseyle bir münasebete girmeyeceğini belirtiyor fakat Hulusi Bey ise tam tersi,bir günde olsa gününü gün etmek ,eğlenmek için can atıyor. Genelevde kalan kızların hepsi alışkanlıklarından dolayı abartılı bir sevgi gösterisi ile karşılıyor her gelen müşteriyi fakat gecenin bir yarısı gelen bu davetsiz misafirler için kızlar apar topar yataklarından kaldırılarak iki müşterinin karşısına seçilmeleri için getirtiliyor. Ahmet Efendi kimseyi istememesine,sadece yatıp uyumak istemesine rağmen bunun mümkün olmayacağını da bilhassa biliyordu. O yüzden mecburen kızlardan birini seçmek zorunda kaldı ki Hulusi Bey çoktan seçmişti bile.Rum olan Kalyopi ile Ermeni kızı Agavni eşlik edecekti onlara. Ahmet Efendi Kalyopi’yi ilk gördüğünde burada ki diğer kızlardan bir farkı olmadığını düşünüyordu fakat öyle değildi. Kalyopi 16 yaşında Müslüman biriyle evlendikten sonra hayatı tamamen altüst olmuş,ailesi ve çevresinde ki Hristiyan tabaa yüzünden evlendiği adamdan ayrılmak zorunda kalmış,ablası yüzünden iffeti kirlendiği için bu işlere sürüklenmiş,ailesinin borçları yüzünden bu işi yapmak zorunda bırakılmış bir kız.Ne babası,ne annesi tarafından sahip çıkılmış,tam tersi onun parasıyla geçinen bir ailenin kızı. Ahmet Efendi kurduğu dostluk sayesinde bu kızdan bunların hepsini öğreniyor. Ona kurtulmak isteyip istemediğini soruyor, Kalyopi bulunduğu yeri bir cehennem olarak adlandırıyor,imkanı olan ve onun gibi düşünen kadınların burada bu işleri yapmayacağını,bir evi yuvası olmasını isteyeceklerini açıkça belirtiyor. Ahmet Efendi onun hikayesini dinledikten sonra borcu olan tüm parayı ödeyip Kalyopi’yi buradan kurtarıyor. Herkes Kalyopi’nin başı sıkıştığında tekrar oraya döneceğini düşünürken Ahmet Efendi ona güvenmeyi seçiyor ve güveninde de haksız çıkmıyor. Kalyopi tüm yaptığı günahkarlıklar için tövbe ediyor. Ahmet Efendi aslında geneleve gittiği çocuğu yaşında ki bir kızı kurtarıyor. Hepsi Kalyopi gibi olmasa da bir çok kadın borçları yüzünden buralara düşüyor. Daha sonrasında da bu sisteme ayak uydurmak zorunda kalıyorlar. Kalyopi gibi bir kuru ekmeğe razı olan çok var mıdır aralarında hiç zannetmem fakat Kalyopi orada olmaktansa bir kuru ekmek yemeyi göze aldığı için,tokgözlülüğü ve yaşadığı acıların farkındalığı sayesinde aslında buradan kurtuluyor. Bir de iyi yürekli,temiz kalpli ve onu kendi kızı gibi gören birine denk gelmiş olduğu için. Kalyopi’nin hayatını okurken acaba Ahmet Efendi bu kızı ne için kurtarmak istiyor diye düşündüm hep ve düşüncelerimde de haklı çıktım,sadece insanlık adına. Kurtarılmayı bekleyen birini kurtarmak. İyilik yapmak,onu o bataklıktan çekip almak.Günümüzde de,o dönemlerde de böyle insanlara rastlamak çok zor. Kimseyi yaşamı,geçmişi ile yargılamamalıyız,önce kendimize bakmalıyız,biz kimiz ki? Kusursuz insanlar mıyız? Hayır,her insanın bir kusuru vardır,bir hatası,bir günahı. Önemli olan buna tövbe etmek ve tövbe ettiklerine bir daha el uzatmamak. Tövbe ettiklerinle sınansan dahi.
Henüz 17 Yaşında
Henüz 17 YaşındaAhmet Mithat Efendi · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20201,891 okunma
·
28 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.