Hearts get infiltrated. Promises get broken. Rules get shattered. Love gets ugly.
Kalpler girilime uğrar. Sözler bozulur. Kurallar paramparça olur. Aşk çirkinleşir.
"...bana baktığı anda, biliyordum. Ya sonum olacaktı... ya da nihayet beni hayata döndüren kişi olacaktı."
Çirkin Aşk 
Colleen Hoover
Tate Collins, abisinin yakın arkadaşı olan Miles Archer ile tanışıyor. Yaşadıkları şey ilk görüşte aşk değil, hatta kendilerini arkadaş olarak bile görmeyecek kadar ileri gitmiyorlar. Tate ve Miles’in ortak noktası, asla inkâr edemedikleri karşılıklı çekimleridir. Miles aşk istemiyor, aşk için zamanı olmadığını söylüyor. Aralarında yaşayabildikleri tek ilişkinin “friends with benefits” olduğu açık bir şekilde ortada. Miles’ın Tate’den tek beklentisi kendisine geçmişiyle ilgili hiçbir şey sormaması ve hiçbir gelecek beklememesidir. İkisi de bununla başa çıkacağını düşünüyor fakat neredeyse hemen böyle bir şeyin mümkün olmadığını anlıyorlar. Tate Miles’a karşı olan hislerine sahip çıkamıyor ve yaşadıkları “ilişki” boyunca Tate, Miles’ın fikrinin değişmesini ve kendisine âşık olmasını bekliyor. Miles'ın geçmişi acı dolu ve ileriye gidip geleceğine bakamıyor aynı zamanda böyle yapmayı da hiç istemiyor.
Hikayeyi hem Miles hem de Tate'in bakış açısından görüyoruz. Günümüz olayları Tate'in perspektifinden anlatılıyor. Miles'ın anlattıkları ise 6 yıl öncesinde yaşadığı ve Tate'e anlatmaya hazır olmadığı geçmişi. Miles'ın yaşadıklarını gördükçe yapbozun parçaları yerine oturmaya başlıyor ve bu küçük parçalar yavaşça onun davranışlarıyla uyumlu hale geliyor. Bu parçalar sakladığı geçmişini bir araya getiriyor kısacası.
Bu kitabı okurken her an farklı şeyler hissediyor ve bu duyguları çok güçlü bir şekilde yaşıyordum. Heyecan verici, gizemli, çekici, duygusal, her şey tam olarak mükemmel denge içindeydi. Miles ve Tate'in aralarında yaşadıkları şeylerdeki tüm detaylar hikayenin sonunda Miles'in geçmişini çözdüğümüzde çok daha güçlendi ve anlamlı hale geldi.
·
237 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.