Kitap enstitülerin kapatılmasını epey eleştiriyor, okulların öğrencileri gelecek hayata hazırlayan kurumlar olduğunu bu sebeple işlerine yarayacak bilgilerin öğretilmesi gerektiğini belirtiyor. Enstitülerde yer alan özgür okuma saatleri ve genelde cumartesi gününe denk gelen, o hafta yapılanların değerlendirildiği öğrencilerin serbestçe fikirlerini belirtebildikleri, arkadaşlarını, öğretmenlerini, hatta daha yüksek mevkidekileri eleştirebildikleri bir öğrencilikten ‘Düşünce züğürdü’ olan bir öğrenciliğe doğru geçmekteyiz ne yazık ki. Öğrenciler köy enstitülerinden önce suskundu, köy enstitülerinde eleştirmeye teşvik edildi ve uygulandı fakat köy enstitüleri kapatıldıktan sonra yine susmaya mecbur bırakıldı. Günümüzde de başına bir iş geleceği korkusuyla gördüğü yanlışlar ve haksızlıklar karşısında susan bir kesim mevcuttur. Ama unutulmamalıdır ki ‘’Fikrin en tehlikelisi gizli kalanıdır.’’ ve ‘’fikirler, işkence ile imha edilemezler. İmha için tek çare, herhangi bir fikrin karşısına daha kuvvetli bir fikirle çıkmaktır’’(s.223). Günümüzde bırakın enstitülerde olduğu gibi Rousseau’dan, Gogol’dan, Goethe’den eserler okumayı, sonrasında da okuduklarını tartışmayı, günümüzde ayda herhangi bir kitabı bitirebilen öğrencilerin sayısı bile oldukça azdır. Özellikle ortaokul-lise seviyelerinde o ayda bir bitebilen kitaplar da günümüzde ne yazık ki macera, fantezi, büyülü gerçekçilik türündeki kitaplarından öteye geçememektedir. Makal’a göre vatanın yükselmesi ve istenilen hayat standartlarına kavuşulabilmesi için köye ve köylüye, onların eğitimine, insanca yaşamasına önem verilmesi gerekmektedir. Köy enstitüleri de köyün içinden, işin içinden gelen öğrencileri yetiştirmektedir. Ayrıca oradaki öğrenciler günümüzdeki gibi tüm gün ders kitaplarında yazan bilgileri, sırf girecekleri üniversite sınavında çıkacak soruları çözebilmek için ezberlemiyor, onları gerçek hayata uygulayabilmek için çalışıyorlardı. Öğrenciler pamuğun içine fasulye koyup çimlendirmekle yetinmiyor, öğretmenleriyle birlikte enstitülerin arazilerine onlarca meyve, sebze, bakliyat ekiyorlardı. Hatta günümüzde Malatya’da kayısının meşhur olmasının temelinde de Akçadağ köy enstitüsünde, 1940 yılında tek bir ağaç bile olmayan topraklarda, öğrenciler tarafından yetiştirilen tonlarca kayısı yatmaktadır. Bunların yanında köy enstitülerindeki öğrenciler binalar da yapıyorlardı. Üstelik sınavdan not aldıktan sonra yıkılacak binalardan değildi hem de yaptıkları. On binlerce insanın can kaybıyla sonuçlanan Kahramanmaraş depreminde tek bir kolonundan eser bile kalmadan yıkılan binaları yapanların kişisel ve maddi çıkarları, köy enstitülerinde yapılan yapılarda yoktu. Belki çıkarlar işin içine girmediği için o kadar sağlam yapılardı, belki de yaptıklarının içinde kendileri kalacağı için sağlamdı. Düşünüyorum da, bu depremde yıkılan evleri yapanlar ya da tam fay hattının geçtiği yerlere ev yapılabilir iznini verenler, acaba o evlerde kendilerinin kalacaklarını bilseler, yine aynı şekilde mi yaparlardı, aynı kalitede malzemeleri, aynı miktarda mı kullanırlardı? O dönemde üzerinde durulan bir diğer özellik eğitimciye değer verilmemesi ve yoksulluktur. Hatta Makal ‘’Kısaca, eğitim ve eğitimciye verilen önem sayı olarak da, ruh olarak da sıfırın altında.’’ ‘’Yoksulluk ise sıfırın altında kırk derece. Ürpertiyor insanı’’(s.190). diyerek durumu özetlemiştir. Günümüzde de eğitimcilere hak ettikleri değerin gösterilmemesi içimizi ürpertmeye devam ediyor ne yazık ki. Özetle günümüzdeki öğrencilerden, aldığı ve uygulayamadığı teorik bilgileri çıkarttığımızda geriye bir hiç kalmaktadır ve enstitülerde yetişen öğrencilerin entelektüel ve mesleki donanımlarıyla günümüzde yetişen öğrencilerin donanımları arasında dağlar kadar fark vardır. Ve aradaki bu fark, her geçen gün artmaya devam etmektedir.

Köy Enstitüleri ve ÖtesiMahmut Makal · Literatür Yayıncılık · 2009105 okunma

·

38 görüntüleme

Kevser Aydemir

@aydmr_k ·

04 Ağustos 2023 01:22

Emeğine sağlık, çok beğendim 🌸

Sıla

@avcisila ·

04 Ağustos 2023 01:45

Çok mutlu oldum, teşekkür ederim :)

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Sıla