Gönderi

Milli And'a Ankara'da açılan Büyük Millet Meclisi sahip çıkacaktır. Tabii sınırlarla ilgili görüş şudur: Güney sınırlarımız Arap nüfusun çoğunlukta almadığı yerlere göre çizilecek. Bu sınır Halep'ten geçmekte, Musul ve Kerkük'ü içine almaktadır. Arap nüfusun çoğunlukta olduğu bölgeler için Ankara'daki Meclis kendi kaderini tayin hakkını savunmaktadır. Yani ne manda ne sömürgeleşme! Misak-i Milli sınırlanı böyle ilan edilmiştir, ama hem Irak'ta hem Suriye'de ve Filistin'de Kuvayi Milliye teşkilatları vardır ve bu bölgeler de Ankara'dan hiza tutmaktadır... Anadolu'da merkezleşen hükümet, Yunanlara karşı kazandığı zafere mağlup oldu! İstanbul'un, Trakya'nın işgalden kurtarılması için gerekeni yap(a)madı. Musul ve Kerkük içinde aynı şey söz konusu idi. Yapabilir miydi, yapamaz mıydı? O zamanın yöneticileri yapılamayacağına inanmış olmalılar! 1921'de Ankara Anlaşması ile Fransızlar, 1923'te Lozan'da İngilizler Misaki Milli'nin güney sınırını tayin etti. Bu sahte bir sınırdır, nitekim demiryolu güzergahını takip eder! Bu sahtelik 20.yüzyılın sonunda Irak işgali, 21.yüzyılın başında Suriye vekaletler savaşı ile en yüksek seviyede ilan edilmiştir. Lozan'da Musul ve Kerkük üzerinde TBMM heyeti çok ısrar etmiş, bunun üzerine İngilizler "bilahire halledelim" diyerek topu dışarı atmışlar, sonra da menfaatleri istikametinde halletmişlerdir. 19 Mayıs 1924'te İstanbul'da Musul meselesi ile ilgili Haliç Konferansı toplanmış, tabii ki sonuç alınamamış, İngilizler meseleyi Milletler Cemiyeti'ne götürmüştür. Bile bile lades: Zaten Cemiyet'in hakimi onlardır! Şimdi Misak-ı Milli sandığımız sınırlara "Misak-i İngiliz?" sınırları desek hata olmaz! Gafil inkılap tarihçileri bu hakikati fark edecek bilgiden ve ferasetten yoksundur.
·
73 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.