Gönderi

Allâh'tan Başkasına Yöneltilmesi Caiz Olmayan İbadet ve Çeşitleri!!!
Allâh'tan başkasına yöneltilmesi doğru olmayıp kendisinde Allâh'a ortak koşulması caiz olmayan ibadet, çeşit çeşittir. Bunlardan biri, hayrı celbetmek için yahut bir zararı def etmek için yapılan duadır. Allâhu Teâlâ şöyle buyurmaktadır: "Mescidler yalnız Allâh'ındır. O hâlde Allâh ile birlikte hiçbir kimseye dua (ibadet) etmeyin." (el-Cinn, 72/18) Allâhu Teâlâ şöyle buyurmaktadır: "Bana dua edin, icabet edeyim (karşılık vereyim)." (Gâfir, 40/60) Yine ayette şöyle buyurmaktadır: "Gerçek dua, ancak O'na yapılır. O'ndan başka dua ettikleri ise onlara hiçbir şekilde icabet edemezler (karşılık veremezler). Onların durumu ancak ağzına gelsin diye suya avuçlarını uzatan kimse gibidir. Oysa (uzanıp suyu avuçlamadıkça) su onun ağzına gelmez." (er-Ra'd, 13/14) Allâhu Teâlâ yine şöyle buyurmaktadır: "Öyleyse, bir işi bitirince diğerine koyul. Ancak Rabbine yönel."12 (el-İnşirâh, 94/7-8) Rasûlullâh Sallallâhu Aleyhi ve Sellem İbnu Abbâs Radiyallâhu Anhumâ'ya şöyle buyurmaktadır: "Bir şey istediğinde yalnız Allâh'tan iste, yardım istediğinde yalnız Allâh'tan dile!"13 İbadet çeşitlerinden bir başkası da namazdır; bundan dolayı Allâh'tan başkasına namaz kılınmaz. Tek olan Allâh'tan başkasına secde edilmez, rükû edilmez. Allâhu Teâlâ ayette şöyle buyurmaktadır: "De ki: Namazım, kestiğim kurban, hayatım ve ölümüm âlemlerin Rabbi olan Allâh içindir." (el-En'âm, 6/162) Allâhu Teâlâ yine şöyle buyurmaktadır: "Yalnızca Rabbin için namaz kıl ve kurban kes!" (el-Kevser, 108/2) Yani, namazı ve kurban kesmeyi Rabbine halis kıl; O'nun bu hususta bir ortağı yoktur. Nebî Sallallâhu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu: "Allâh, Kendisinden başkası için hayvan kesene lanet etmiştir."14 Allâh, bu iki ayette namazı kurban kesmekle beraber zikretmiştir. Öyleyse Allâh'tan başkasına namaz kılan, O'ndan başkasına rükû yapan yahut O'ndan başkasına secde eden kişi Allâh'a ibadet etme hususunda başkasını O'na ortak koştuysa, aynı şekilde Allâh'tan başkasına kurban kesen kişi de Allâh'a ibadet etme hususunda başkasını O'na ortak koşmuştur. İbadet çeşitlerinden biri de haşyettir; öyleyse, Tek olan Allâh'tan başkasına haşyet duymak caiz değildir. Allâhu Teâlâ şöyle buyurmaktadır: "O hâlde insanlardan korkmayın, Ben'den korkun!" (el-Mâ'ide, 5/44) Yine Allâhu Teâlâ şöyle buyurmaktadır: "İşte bu şeytan, ancak kendi dostlarıyla korkutur. Eğer iman eden kimselerseniz, onlardan (kâfirlerden) değil, Ben'den korkun." (Âl-i İmrân, 3/175) Yine Allâhu Teâlâ şöyle buyurmaktadır: "Kim Allâh'a ve Rasûlü'ne itaat eder, Allâh'tan korkar ve O'na karşı gelmekten sakınırsa, işte onlar başarıyı elde edenlerin ta kendileridir." (en-Nûr, 24/52) Bu ayette Allâh, itaati Allâh'a ve Rasûlü'ne, haşyeti ve takvayı ise Tek olan Allâh'a has kılmıştır. İbadet çeşitlerinden biri de tevekküldür. Tevekkül, kulun -Tek olan ve ortağı olmayan- Allâh'a, dinî dünyevî bütün işlerinde, işlerini dayandırmasıdır. Allâhu Teâlâ şöyle buyurmaktadır: "Müminler, yalnız Allah'a tevekkül etsinler!" (Âl-i İmrân, 3/122) Allâhu Teâlâ yine şöyle buyurmaktadır: "Eğer gerçekten iman ediyorsanız, yalnız Allâh'a tevekkül edin." (el-Mâ'ide, 5/23) Öyleyse, Allâh'tan başkasına tevekkül eden kişi Allâh'a ibadet etme hususunda başkasını O'na ortak koşmuştur. İbadet çeşitlerinden biri de istianedir. Allâhu Teâlâ şöyle buyurmaktadır: "Yalnız Sana ibadet ederiz ve yalnız Sen'den yardım dileriz." (el-Fâtiha, 1/4) Allâhu Teâlâ şöyle buyurmaktadır: "Öyleyse O'na ibadet et ve O'na tevekkül et." (Hûd, 11/123) Nebî Sallallâhu Aleyhi ve Sellem, İbnu Abbâs Radiyallâhu Anhumâ'ya şöyle buyurdu: "Yardım istediğinde Allâh'tan dile!"15 Öyleyse, Allâh'tan başkasından istianede bulunan kişi Allâh'a ibadet etme hususunda başkasını O'na ortak koşmuştur. İbadet çeşitlerinden biri de nezirdir (adak adamaktır). Öyleyse, Tek olan Allâh'tan başkasına nezredilmez. Allâhu Teâlâ şöyle buyurmaktadır: "Her ne harcar veya her ne adarsanız, şüphesiz Allâh onu bilir." (el-Bakara,2)270 Allâhu Teâlâ yine şöyle buyurmaktadır: "Onlar adaklarını yerine getirirler ve şerri yaygınlaşmış olan (o) günden korkarlar." (el-İnsan, 76/7) Nebî Sallallâhu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu: "Allâh'a itaat etmeyi adayan kimse Allâh'a itaat etsin, Allâh'a isyan etmeyi adayan kimse ise Allâh'a isyan etmesin!"16 Ve'l-hasıl, ibadet, Allâh'ın sevdiği ve razı olduğu, kullarına Kitabı'nda Rasûl'ü Sallallâhu Aleyhi ve Sellem'in dilinden emrettiği, kullarının sözleri ve fiilleri için kapsayıcı bir isimdir. Bu Hanefî (Amâsî) sana takdim ettiğim kitabında açık bir şekilde Allâh'a ibadet etme hususunda başkasını O'na ortak koşan kişinin ister bunu kasıtlı yapsın ister şaka yoluyla yapsın, icmaen kâfir olduğunu ve bu hususta ısrar etmesi durumunda öldürüleceğini ve tövbe ettiği takdirde ise Allâh'ın onu bağışlayacağını ve öldürülmekten de kurtulacağını belirtmiştir. Vallâhu a'lem. Ayrıca bu Hanefî (Amâsî) şunu da zikretmiştir: "İttifak ile yapılması küfür olan bir şeyi Müslüman yaptığında bütün amelleri boşa çıkar, haccını iade etmesi gerekir, namazını ve orucunu iade etmesi gerekmez; zira her ikisi mürtedden sakıt olur. Mürtedin eşiyle ilişkiye girmesi haram ve zina olur. Âdet gereği kelime-i şehadeti söylese ancak söylediği (küfür) söz(ün)den dönmezse, küfür hükmü ondan kalkmaz.17 Vallâhu a'lem."18 Şeyh Kâsım Rahimehullâh19, Şerh'ud Durar'da şöyle demektedir: "Avamın çoğunluğunun yaptığı adak adamaya gelince, bazı salihlerin kabirlerine şöyle diyerek gidilmesi gibi: "Ey efendim falanca, şayet benim kaybım geri gelirse ya da hastama şifa verilirse veya ihtiyacım giderilirse, sana şu kadar altın vereceğim veya şu kadar yemek dağıtacağım veya şu kadar mum yakacağım..." Bunların hepsi, bazı vecihlerden dolayı icma ile batıldır. Bu vecihlerden biri, yaratılmışlara adak adamanın caiz olmayışıdır. Bu vecihlerden bir başkası ise bu amelin küfür olmasıdır." Nihayet Şeyh Kâsım şöyle dedi: "İnsanlar bununla imtihan oldular. Özellikle de Ahmed el-Bedevi'nin doğum gününde." Şeyh Kâsım'dan alıntı sona erdi.20 Burada açık bir şekilde bu adağın küfür olduğunu ve Müslümanın kendisiyle küfre girdiği bir şey olduğunu söyledi. Vallâhu a'lem. 12- Tercümede kullandığımız nüshada, yalnızca İnşirâh suresinin 7. ayetine yer verilmiştir. Ed-Durar'us Seniyye nüshasında ise bu şekilde her iki ayete yer verilmiştir. İbnu Abbâs Radiyallâhu Anhumâ gibi bazı selef alimleri, bu ayetlerin tefsirinde "Vacip namazları bitirince, dua ederek Rabbine yönelmeye koyul, Rabbinden isteyerek O'na yönel ki sana istediğini versin," demişlerdir. (Begavî, Tefsir, İhyâ'ut Turâs, 5/276) 13- Tirmizî, Hadis no: 2516. 14- Muslim, Hadis no: 1978. 15- Tirmizî, Hadis no: 2516. 16- Buhârî, Hadis no: 6696, 6700. 17- Yûsuf Sinân'ud Dîn el-Amâsî, Tebyîn'ul Mehârim, sf. 231-232. 18- Âdet gereği kelime-i şehadeti söyleyen ancak söylediği küfür sözünden dönmeyen kişiden küfür hükmünün kalkmayacağına dair Hanefi fakihlerinden Şeyhîzâde Damad Efendi (1078 H) Rahimehullâh da şöyle demektedir: "Eğer ittifakla küfür olan bir sözü söyleyen kişi, kelime-i şehadeti âdet olarak söylerse, söylediği küfür sözünden dönene dek kendisine kelime-i şehadeti söylemenin bir faydası olmaz. Zira kelime-i şehadeti söylemesiyle küfür kendisinden kalkmaz." (Özetle Şeyhîzâde Damad Efendi, Mecme'ul Enhur, 1/687) 19- Hanefî ulemasından Zeyn'ud Dîn Kâsım bin Kutluboğa Rahimehullâh. Hocaları arasında İbnu Hacer, İbn'ul Humâm, Zerkeşî ve Makrîzî gibi alimler bulunmaktadır. Bikâ'î ve Sehâvî gibi talebeler yetiştirmiştir. 879 H senesinde vefat etmiştir. (Kâtip Çelebi, Sullem'ul Vusûl, 3/23; İbn'ul İmâd, Şezerât'uz Zeheb, 9/487) 20- Şeyh Kâsım Rahimehullâh'dan naklen İbnu Nuceym, el-Bahr'ur Râik, 2/42.
·
99 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.