Bir defasında O zamanlar daha lise 1'e gidiyoruz, arka sırada oturan kız..
(ismi neydi yaaa... hah! Aylis)
Dedi: "Emre yarın okula gelmeyelim, okula diye çıkalım Kadıköy'e sinemaya gidelim'
Tabii o zamanlar erkek olarak kendimize olan güvenimiz sıfır, utancımızdan aynaya bile bakmıyoruz.
Tip desen, karakolun önünden geçsek sorgusuz sualsiz 6 ay yatarımız var 😅
Hıııı??? Bir anda benim gözler projektör gibi açıldı.
Dedim: valla de?
Dedi: valla billa bak
Dedim aslansın sen! 😅
Neyse bir gün sonra sözleştiğimiz yerde buluştuk, öğrenci kartımızla otobüse bindik, Kadıköy'e geçtik.
Dedim: Aylis yaa, ne işimiz var sinemada, hadi vapura binip karşıya geçelim.
Neyse kadıköy'den Eminönü vapuruna bindik. Sirkeci'de sandallardan balık ekmek yedik, Topkapı sarayı'nı gezdik, Sultanahmet, oradan Çemberlitaş'ta karşılıklı nargile içmeler falan..
Artık yavaş yavaş akşam olmaya başladı.
Yorgunluktan resmen geberiyoruz,
Yürüye yürüye tekrar yokuş aşağı Eminönü'ne kadar geldik, neyse dönüş vapuruna bindik, geminin dış güvertesine oturup hem batan güneşi, hem dalgaları izliyoruz.
Ama yorgunluktan ikimiz de konuşmuyoruz..
Zaten üzerimize öyle egzotik ve mistik bir huzur var ki anlatamam..
Bu bir anda döndü: "Seni seviyorum" dedi..
Bir anda şok geçirdim, bana! hemde bana! kazmanın kazması bana!!
Kendime güvenim o kadar sıfır ve kızın yanında kendimi o kadar değersiz hissediyorum ki,
İçimden dedim ben ne alaka ya 😅
Herhalde dedim bu başkasına söylüyor, arkamı döndüm, kavanoz dipli gözlüklü yaşlı bir amca..
ı ı dedim Aylis ölse buna söyleyemez..
Bir tokat patlattı, yeminle yıldızları saydım.
Tepki şu: Sana söylüyorum gerizekalı sana!
😅😅