Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

408 syf.
8/10 puan verdi
·
5 günde okudu
Kusurlu olan kişilerdir, İslam kusursuzdur
Size: Âdetin, alışkanlığın nedir, diye sorulduğunda, Peygamberimin sünnetleridir, deyin... Benim itiyadım şöyle, mûtadım böyle demek, hep nefsin oyunlarıdır. İnsanı esir etmesidir. Nefsinize ne kadar hâkim olursanız, o kadar hür yaşarsınız. (1.cilt/syf:154) Üstad
Ali Ulvi Kurucu
Ali Ulvi Kurucu
hâtıratlarını anlattığı ilk ciltte çocukluk ve gençlik yıllarından, Ezher'deki eğitim hayatından bahsetmiş. Alim bir dede, alim bir amca ve alim bir babanın bereketli ilim sofrasından da ahlak nimetinden de nasiplenen bir çocuk, Ali Ulvi Kurucu Hoca. Dedesinden : "Vaktini hiç boşa geçirmez, uzak beldelere mevlit için gittiğimiz vakitlerde yolda Kur'an okur, yemeğe dahi çok zaman ayırmamaya gayret eder, her defasında sorduğum sorulara ilk defa soruyormuşum gibi nazik ve içten cevap verirdi." diyerek muhabbetle bahsetmesi, insanın kal'de değil aynı zamanda hal'de de örnekliğinin çocuk zihninde uyandırdığı güzel anıları okuyorsunuz aynı zamanda. Bir aile düşünün ki; aşk ile Allah yolunda çalışan, canıyla malıyla çabalayan ve hiç bıkmayan. Bir de böylesine güzel bir ortamda yetişen çocukları hayal edin... Fakat sadece okumak, okutmak ve anlatmakla kalmayıp, İslam'ı yaşantısına taşıyan, çevresine değil evvela evine Müslüman olan, önce 'dinini' evindeki evlatlarına sevdiren bir babanın, kendisi gibi âlim yetiştirdiği iki evladının dahi babaları gibi, ilme ve o ilmin mâhiyetine aynı ehemmiyeti vererek kendi nesillerine bu güzel şuuru taşıyabildiklerini görüyorsunuz. Böyle bir hayata ve o hayatın içinde İslam'ı ahlakına giydirmiş ve bununla yetinmeyip nesline de o ahlakı kuşanma hassasiyetini inşa etmiş aileye hayran olmamak elde değil. Yıllarca maaş alamadan imamlık yapan, ezanın yasaklanıp, İslam'ın gizli kapılar ardında anlatılmaya çabalandığı bir devirde gerçekten Müslüman kimliği ile korkmadan ve yılmadan kalabilme iradesini gösteren, onca münafık din adamı arasında yapayalnız kalan âlim bir babanın sırf evladının ilmi yolculuğunun engellenmemesi adına hicretini, o hicrette çektiği sıkıntılarını, buna rağmen sabır ve tevekkül ile Rabbine sarılıp yaşadığı zorluğun ahiretteki kazanımını düşünüp ailesine de düşündürerek her anını şükürle yâd edip, evlatlarına da bunu daima telkin etmesi.. Okurken dahi, insanın ruhunu ve sabrını zorlayan hadiseler.. Okudukça eksikliğimi, pasifliğimi, söz Müslümanı olup halime İslam'ı taşıyamadığım için insanların İslam'dan soğumalarına vesile olurken, aynı zamanda beni değil İslam'ı sorgulayıp bana değil İslam'a ve İslam'ın Peygamberine savaş açtıklarını müşahede ettim. Bunu farkettikçe Müslüman Kimliğimden utandım. "Bana arkadaşını söyle, sana kim olduğunu söyleyeyim" sözünde olduğu gibi, Efendimiz ﷺ'in : "Kişi arkadaşının dini üzeredir," Hadis-i Şerif' i uyarınca, kendimiz gibi çevremeizi de gözden geçirip, bizi Allah'a yaklaştıracak arkadaşlıklar edinmemiz gerektiğini bu kitabın her satırında gördüm ve :"Zamanla insanın konuştukları hislerine, hislerin yoğunlaşması duygularına, duyguların ilerleyen aşamaları düşünce ve ahlakımıza yansıdığı gibi, daima sohbet ortamlarında bahse konu olan mevzular her ne kadar bizi etkilemiyor gibi görünse de, onların artık bizim davranışımızı dahi yönetmeye başladığını farkettim.. " Üstad, Ezher'de okuduğu yılları, orada edindiği arkadaşlıkları, muhabbet ortamındaki ulemaları anlattıkça sanki ben de onlarla o ortamda oturdum, zaman zaman duygulanıp, bazen onlarla birlikte tebessüm ettim. Zira o ortamda Hakka aykırı bir söz yokken aynı zamanda ortamın, gençliğin ve insanlığın gidişatının kötüye doğru ilerlediğini görüp bunun için dertlenen ve çabalayan alimler topluluğu vardı. 1.ciltte kişiliğinden ençok etkilendiğim zât, Üstad'ın dedesi Veyis Efendi idi. O nasıl bir teslimiyet, nasıl bir ahlak! Ne güzel bir dedelik yapmaktır. Bu şuurdan istiyorum Allah'ım.. 2.ciltte ise okurken en çok zevk aldığım bölüm Hasan el-Benna idi. İki kelamla anlatacak olsam haksızlık etmiş olurum. Üstadın hatıratından okurken, baştan ayağa onun hakkında yazılmış eserleri almak , okumak, kişiliğini daha derinden incelemek istedim. Malcolm X'den sonra islam'ı müdaafa edişine hayran olduğum İhvan Kardeşler'in Lideri; Hasan El-Benna'dır. Üstad'ın hatıralarının 3. cildinde ise beni kişiliği ile etkileyen Saatçi Osman Efendiydi. Gerek ahlakı, gerek zekası ve gerekse kırmadan çevresine kıvrak zekasıyla yaptığı mizahi latifeleri beni benden aldı. Hatta tefsir derslerinden birinde yaptığı şu tanım çok hikmetler barındırıyordu içerisinde. Kainat kitabını okurken bir de o kitaba nasıl bakmamız gerektiğini onun gözünden dinlemek "hiç böyle düşünmemiştim" dedirtti bana.. Şöyle diyordu : "Kâinat milyarlarca yıldızla dolu, ana trafiği yolunda.. Biz dünyada az bir vasıta, hem de içinde, direksiyonda insanlar varken, trafiğimiz karmakarışık... Neden? Çünkü orada Allah'ın ﷻ iradesi yürüyor. Beşeriyet de ne zaman Allah'ın ﷻ iradesine, şeriatına, kanununa teslim olursa, onu tatbik ederse, semalar gibi intizama kavuşur.. "(3.cilt/syf:99) Şimdilerde öylesine dinimizi tanımaktan uzağız ki, İran'ın, Suud'un sözde 'şeriatçı' tutumunu İslam zannedip, şeriat dendiğinde : Erkeğin 4 kadınla evleneceği, kadının mağdur olup, ataerkil düşüncenin daha da yaygınlaşacağı inancı geliyor aklımıza. Oysa İslam'ın nizâmının dışında kötü düşünceli, kendi nefsi için bazı kurallar koyup, bunu İslam'a dayandıran kesimin söylemlerine inanarak farkında olmadan hem İslam'dan hem Mevla'dan hem de fıtratımızdan uzaklaşıyoruz. Bu mevzuları uzun uzadıya anlatırım fakat böyle yazılıp çizilip iki kelamla anlatılıp bitirilecek konular olmadığı için derinlemesine girmek istemiyorum. Madem ki Müslümanız, o vakit onun bunun sözleri ile değil hakikaten doğru kaynaklarla araştırıp İmanımızı kuvvetlendirmeliyiz.. Sözlerimi şu alıntı ile şimdilik noktalamak istiyorum : "Peygamber Efendimiz ﷺ : Din tatbikattır; onun bütün emir ve nehiylerinin bizzat hayata tatbik olunmasıdır, buyuruyor.. Asıl olan hayattaki davranışların doğru, âdil ve ahlâki olmasıdır. Bunun için yolculuk, komşuluk ve para işleri, Müslüman'ın doğruluğunu ölçüsüdür.. " (3.cilt /syf:125) Müslüman Kimliğini kötüye kullananı gördüğümde" İslamı" değil," Şahsı" sorgularım.. Keyifli ve ders çıkarmalı güzel okumalar...
Üstad Ali Ulvi Kurucu - Hatıralar 3
Üstad Ali Ulvi Kurucu - Hatıralar 3M. Ertuğrul Düzdağ · Med Kitap · 2018413 okunma
·
79 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.