Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

216 syf.
8/10 puan verdi
·
5 günde okudu
İlksöz: Kara Afrika'nın kara yazgısı. 12-14 yaşlarındaki Birahima Fildişi Sahillerinde bir köyde annesi ile yaşamaktadır. Annesinin ölümü ile ortada kalır, kabile geleneklerine göre aileden birinin korumasına girmelidir. Bu yüzden Liberya'daki halasının yanına gönderilir. Hala'ya ulaşma yolculuğu Batı Afrika'nın kara yazgısı ile kesişir. Yazar, Batı Afrika'nın sömürgelikten kurtulup özgürlüğüne kavuştuğu dönemde yaşanan sıkıntıları alıyor merkeze. Aynı coğrafyayı paylaşan birbirine düşman ülkeler, ülke içinde birbirine düşman kabileler, askeri cuntalar, darbeler, darbe yapana yapılan darbeler...Yani tam bir kaos ve perişan olmuş, acımasız şiddetin kucağında yaşama tutunmaya çalışan halk. Ve doğal olarak en büyük sıkıntıyı çeken çocuklar. Üstüne üstlük bu coğrafyanın kendine has bir kavramı da var: çocuk asker. Bu kaos ortamında yaşayabilmek için, kaosu daha da arttıran elleri silahlı 10-15 yaşlarında kızlı erkekli çocuklar... Aslında Birahima da bir çocuk askerdir, çünkü hayatta kalmak zorundadır ve başka da seçeneği yoktur. Birahima'nın halasına ulaşma yolculuğu da, onun çocuk asker olma ve çocuk asker olarak birçok Batı Afrika ülkesinde çatışmak zorunda kalma hikâyesidir. Kitabı okurken aklıma takılan birkaç şeyden bahsedeyim. Öncelikle yine bir hala/teyze/yenge çeviri yanlışlıği var sanırım. Çünkü hikâye kurgusundan hala'nın teyze olduğunu çıkarabiliyorsunuz. . Hikâyeyi Brahima anlatıyor. İlkokul birinci sınıftan sonra okuldan ayrıldığı için yaşadıklarını yazarken sözlükler kullanıyor; Fransızca sözlükler, kullandığı yerel Afrika dilleri ile ilgili sözlükler. Anlatımın birçok yerinde, kullandığı kelimeyi parantez içinde bu sözlüklerden elde ettiği anlamları vererek açıklıyor. Bir süre sonra yazarın bunu bilinçli yaptığını hissettim. Amacı kelimeyi açıklamak değil Afrika'nın içinde bulunduğu durumu anlamamazlıktan gelen ya da kendince anlayanlara gerçekeri anlatma çabası, "onların dilinde" açıklamak niyetiydi sanki. Belki bunu çocuk anlatıcıya yaptırması da, çocuk dilinin basitliği ile anlaşılmayı kolaylaştırmak istemeseydi. . Birahima'nın yolculuğu bana Jerzy Kosinski'nin Boyalı Kuş kitabını hatırlattı. Savaşın içinde cephelerden cephelere dolaşan çocuklar. . Bir de sömürülen Afrika yerine birbirini öldüren Afrika'yı anlatma isteği bana Toni Morrison'un tarzını hatırlattı nedense. . Son olarak kitabın ismiyle bitireyim. Birahima'nın da birçok kez ifade ettiği gibi "Allah Şu Ölümlü Dünyada Yaptığt Her İşte Adil Olmaya Mecbur Değil." Belki de Allah'ın adaletini beklemek yerine insan önce insanlığını hatırlamalı, değil mi... . Yorumu yazdığım bugünlerde Nijer'de darbe oldu. Diğer Batı Afrika ülkeleri de karar alacakmış, şu Rus paralı askerleri Wagner'i çağıralım diye. Yani Batı Afrika'da değişen bir şey yok. . #korsaniledünyaturu Afrika bölümün ikinci kitabıydı, az bildiğimiz Fildişi Sahili edebiyatından bir örnekti. Merakla ve ilgiyle okuduğumu belirteyim. Basımı yok maalesef. Ama sahaftı, kütüphaneydi denk gelirseniz okumanızı öneririm. Kitapla. Sağlıcakla. . . . Sonsöz:(biraz uzun, vahşeti anlatabilmek için) (ikinci turu yapılacak bir serbest!!! seçim öncesi) Kol yok, seçim yok." (Yalın, basit ve özlü demek). Bunun anlamı açıkça ortadaydı: Kolu olmayan seçime katılamazdı (açıkça ortada olmak, kavranması kolay; açık seçik ve gözle görülür olmak demek). Olabildiğince çok kişinin, olabildiğince çok Sierra Leone vatandaşının elini kesmek gerekiyordu. Tutuklanıp içeri tıkılan tüm Sierra Leonelilerin, hükümet kuvvetlerinin işgal ettiği bölgeye gönderilmeden önce ellerinin kesilmesi gerekiyordu. Foday gerekli buyrukları verdi, uygulanacak yöntemleri belirtti ve verilen buyruklar yerine getirildi, gerekli yöntemler uygulandı. Uygulanan yöntem, 'kısa manşet' ve 'uzun manşet' yöntemiydi. İnsanların kolları dirsek altından kesildiğinde 'kısa manşet' uygulanmış oluyordu; bileğinden kesildiğinde de 'uzun manşet'. Kol kesme işlemi herkese uygulandı, istisnasız ve acımasız olarak. Sırtında bebeğini taşıyan bir kadın geldiğinde, kadının kolu kesiliyordu, bebeğinki de; o süt bebesi kaç aylık olursa olsun. Bebek vatandaşların da kollarının kesilmesi gerekiyordu, çünkü gelecekte onlar da oy vereceklerdi. .
Allah Mecbur Değil ki
Allah Mecbur Değil kiAhmadu Kuruma · Can Yayınları · 200217 okunma
·
39 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.