Gönderi

325 syf.
10/10 puan verdi
Aradığımız aşk, aradığımız aşk mı?
Kitabın başında özellikle, kendisine duyulan empatiden dolayı kişinin varoluşunun ne derece etkilendiği hususunda empati yapan bireyin kendisini sorgulamasına tanık oluyoruz. Çevremizdeki insanları etkilemek isterken veya çevremizden etkilenirken, O büyük gücün bütün her şeyi emrimize amade ettiğini düşünebiliyoruz. Çocukluğumuzda bunu çok fazla hissediyoruz ve -tabi ki buna benmerkezcilik deniliyor - büyüdükçe bunun etkisinden ne kadar kurtulabiliyoruz ki. Varolduğumuzu çevremizdekilerin varlığıyla kanıtlıyoruz belli ki. Ya da asıl var'oluş'umuzu unutup insanların bizim için var'say'dıklarına odaklanıyoruz. Ve biri bizim için olumsuz düşündüğünde varoluşumuz tehdit altında kalıyor. Ve en önemlisi de hayatta varoluş sınırlarını bilmeyen benliğin; öncelikle kendisini mahvetmesine, böylece kendi varoluşunun önemine dâir şartlar koymasına çoğu zaman tanık oluyoruz. Ayrıca insanın kendi varlığını algılama noktasında en önemli kavram, 'duyarlılık' oluyor sanırım. Bu hassas noktada insan, kendini yerin dibinde ya da havalarda veyahut da korkunç diyebileceği bir boşlukta hissedebiliyor. Ve kitabın adından da bahsedileceği üzere 'aynalar' var. Bizim kendimiz olduğunu düşündüğümüz ama aslında sadece yansımalarımızın tezahür ettiği aynalar... Kitapta Dr. Mavi olarak geçen bir psikiyatrist ve onun terapi seanslarına katılan -baska renk isimleriyle- diğer karakterler mevcut. Dr.Mavi'nin muhabbet ettiği bir adam ve kedileri de unutmayalım.. Kırmızı'nın terapist Dr. Mavi'ye içini anlatışı ve terapisti hakkındaki düşünceleri de hoşuma gitti. Kırmızı, Yaratıcı'ya duyduğu öfkeden ve bu duygunun beraberinde kendisinde meydana getirdiği suçluluk duygusundan dolayı Dr. Mavi'den terapi seansı alıyor. Çocukluğunda değerli görülmediğinden narsist olmaya başladığından bahsediliyor. Ve onun üzerinden "kötülük problemi" konusuyla da karşılaşıyoruz. Diğer karakterlerin problemlerinden bahsetmeyeceğim. Dr. Mavi'nin yer yer nefsini eleştirmesi de dikkatimi çekti. Benliğin insanı diğer varlıklardan ayıran önemli bir emanet olduğunu da ayrıca okumuş oldum. Varoluşsal kaygılar ve ihtiyaçlar, insanları suçlamak, Yaratıcıya isyan, kötülük problemi, benliğin önemi, ontolojik güven, rasyonalizasyon gibi konuların insanların yaşamları üzerinden incelenmesi açısından kitaptaki seans konuşmalarında doyurucu cümlelerle karşılaştım. Ve bunların önemli noktalarını alıntılarımda paylaşmaya çalıştım. Kitabın okurlarına çok faydalı olacağını düşünüyorum. Hem hayatımızda fark edilmemiş ayrıntıları ve takıldığımız noktaları çözebilmemize yardımcı olabilmesi hem de biliyorsak da unuttuklarımızı hatırlayabilmemiz açısından. Kitabın sonunda küçük bir sürpriz de var. Aslında bu sürprize kitabın başından da ışık tutulmuş :) Bunu da belirtmeden geçemeyeceğim. Keyifli okumalar dilerim.
Aynalar Koridorunda Aşk
Aynalar Koridorunda AşkMustafa Ulusoy · Kapı Yayınları · 20193,510 okunma
·
75 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.