Gönderi

Söyle bana hindiba
Kartallar uçar mı bir harâbeden, Köprülerden benim yârim geçer mi? Sen neden bu kadar güzelsin, bilmem. Taşırsın yeryüzüne ebedi tohumları. Ben ise kuruyacak bir suyun mahkûmuyum. Avuçlayıp öpüyorum kumları, Bir kara delikten bakarken hayat. Meydan okuyan kim bu seraba. Söyle bana hindiba.. Sen nasıl bu kadar ceylan koşması, Sen nasıl bu kadar yollar aşması, Sen nasıl bu kadar güneşe meftun, Sen nasıl bu kadar sahra çeşmesi... Ben rüzgar değilim, dokunmam çiçeklere, Ben kara parmaklı insan değilim, Kirpik uçlarımdan kayar yıldızlar, Bilemezsin, hayal akşamlarında, Renklerini kuşatan, Damıtılmış gözyaşıdır ömrümün.. Ben boşluğa üfleyen cellat değilim, Karayele verdim ayaklarımı, Söyle bana, eceli kim tutar perçeminden, Hangi ölü bilmez nereye gittiğini, Sen miydin o mehpâre, o memnû, o dilruba, Söyle bana hindiba... Sen nasıl bu kadar bulut gülmesi, Sen nasıl bu kadar bıldırcın sesi, Sen nasıl bu kadar pencere önü, Sen nasıl bu kadar gök gürlemesi.. Ben kaptan değilim, anlamam gemileri, Gizli bir ummanın gelgitlerinden, İniltiler vurur sahillerime, Deniz feneri değilim... Önce yürü bu vefasız ülkeden, Sonra uzan bir tenhaya, sessiz ol, Gelip geçsin üzerinden turnalar, Düşün, sesler neden bulur sesleri, Kelâm, kimin damarlarında kandır, Harflerini senden alan merhaba, Hangi demin âteşidir içimde, Söyle bana hindiba... Sen nasıl bu kadar gönül hanesi, Sen nasıl bu kadar yâr divanesi, Sen nasıl bu kadar çerağı ömür, Sen nasıl bu kadar inci tanesi... Ben korku değilim kapı aralarında, Pencerenin infilâkı değilim, Gölgeleri yüzlerinden tanırım, Bir resim bir ressamı ağlatır bir yerlerde, Bir eşya bir hamalı, Ben hala öğütülen anılarımı değil, Değirmene inanırım, Bu uzaklık, bu diba, Söyle bana hindiba... Sen nasıl bu kadar kelâmın hası, Sen nasıl bu kadar şiir bahçesi, Sen nasıl bu kadar esrarlı bir mum, Sen nasıl bu kadar rüya bahçesi... Ben bir kervan muamması değilim, Çekinmem yolların kıvrımlarından, Ellerim ışıldar alacakaranlıkta, Saklambaçlar ortasındadır evim, Kışın kartopudur adını anmak, Döner döner, yüreğimde dağ olur, Yazın güneş yanığıdır düşlerim, Sonbahar ruhumu besleyen oba, Söyle bana hindiba... Sen nasıl bu kadar sevda hecesi, Sen nasıl bu kadar hayal incesi, Sen nasıl bu kadar mutluluk çağı, Sen nasıl bu kadar tarih öncesi...
Nurullah Genç
Nurullah Genç
"Ah neredesin hindiba!.."
·
118 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.