Servet uğruna ahlaksızlaşan ve bunu kendisine hak gören bütün kadınları, kadın karakterleri unutun!
Kendisine fiyat biçebilen,
Gördüğü her erkeği kendisine köle eden,
Sırf zevk olsun diye yuva yıkabilen bir kadın
CÂNÂN !!!
Cânân, küçük yaşta esirciler tarafından alınıp saraya satılan bir çerkes kızı aslında. Sonrasında ise zengin bir aile olan Şakir Beylere verilir. Güzelliği göz kamaştırıcı olmuştur küçüklüğünden beri. Sürekli parlak, pahalı takı merakı da mevcutmuş.
Lami ve Bedia’nın evlilikleri Cânân’ın Lami’yi de kendisine aşık etmesiyle başlıyor. Demiştim ya incelemenin başında sırf zevk olsun diye yuva yıkan bir kadındır Cânân, alın size bir örnek. Lami ile evlendikten sonra aynı anda başkalarını da idare etmeye devam ediyor. Üstelik hep aynı çevreden ve birbirine yakın olan kişilerden.
Lami’den umduğunu bulamadığı için başka erkeklerle de ilişkilere girdi Cânân. Bütün bunlar aslında Lami’nin kulağına geliyordu ama dedikodudur deyip üstünde pek fazla durmuyordu. Aşkın gözü kör derler ya hani… bu da körlüğün hangi derecesiyse artık!
Gerçek hayatta böyle birine hiç rastlamadım, umarım rastlamam da. Her ne kadar kurgularını okuyorsak bile çok çok etkileniyoruz. Yazarın daha önceki eserinde de farkettiğim şey bu tarz şeyleri daha çok kadınlar üzerinden ön plana çıkartması oldu. Bu durum rahatsızlık verici aslında. Bunu yapan ne kadar kadın varsa erkek de vardır. Kadın tek başına yapmıyor ne de olsa.
Cânân karakterini ele alacak olursak tek kelimeyle rezil bir kişilik, tam yüzüne tükürmelik. Eseri okurken yer yer kendisiyle kavgaya bile tutuştuğum oluyordu. Onun yaptıkları beni bile utandırdı. Ama cezasız kalır mı hiç?
Cânân’ın yaptığı ahlaksızlıklar çok pahalıya patladı, korkunç ve kan dondurucu bir şekilde… Tutkuları ve geçici hevesleri uğrunda kutsal olan her şeyi zedeleyip, paramparça edenler pişmanlıktan başka bir şey elde edemezler. Peki ya lami bütün bunlardan ders çıkarıp hatalarını telafi edebildi mi, edebilecek mi?
Cânân, benim yazardan okuduğum 3. eser. Ve size tek kelimeyle 
Peyami Safa’nın kalemine aşık olduğumu söyleyebilirim. Eserlerindeki kurguyu elbette desteklemiyorum. Özellikle Cânân karakterini asla. Ama edebi yönünden bakacak olursak, yazdığı zamanı göz önünde bulundurursak çok başarılı bir stili var. Doğu-batı çatışmasını, yanlış batılılaşmayı eserlerine çok iyi uyarlamış.
Öğrendiğim kadarıyla bu eser 2011 yılında “Canan” ismiyle televizyon dizisine de uyarlanmış. Eski dizileri bilirim ama bunu hiç görmedim :) benim sıradaki Peyami Safa maceram 
Yalnızız olacak. Keyifli okumalar dilerim ;)
··
850 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.