128 syf.
·
Puan vermedi
Kadın Hataları ve Erkek Hataları
Can yayınlarından çıkmış bu kitap, içerisinde iki kısa hikayeyi barındırmakta bu sebeple ikisine ayrı ayrı kısaca :)) notlar alacağım. İlki bir kadının başından geçenleri anlatırken ikincisi ise bir erkeğin başından geçenlere odaklanıyor. Bir kitapta birleştirmek için bu iki hikayenin uygun seçimler olduğunu düşünüyorum.
Bir Kadının Yaşamından 24 Saat:
Stefan Zweig, yine detaylı betimlemelerle dolu bir anlatımla beni etkilemeyi başardı. Uzun bir içerik olsaydı sıkılır mıydım bilmiyorum ancak bir karakteri uzaktan inceleyen birisinin gözlemlerini aktarırken ki ustalığı gerçekten takdir edilesi. Bir karakterin eli üzerinden uzunca tahlil yapabilmek her yazarın harcı değil diye düşünüyorum. Yine de her okuyucuya hitap etmeyebilir, bazı okurlar aksiyonu veya olay ağırlıklı içeriği tercih edecektir bu yönden de karakter betimlemeleri tekrarlara düşen sıkıcı bir yapı olarak da görülebilir.
Hikaye yaşlı bir kadının uzunca bir süre önce başına gelen 24 saatlik bir macerayı daha önce tanımadığı ancak samimi gördüğü bir kişiye anlatması üzerine kurulu. Kadının başından geçenleri anlatmaya karar vermesi bir olay üzerine gerçekleşiyor. Konakladıkları otelde farklı bir kadın, daha yeni tanıştığı genç bir delikanlı ile eşini ve çocuğunu arkada bırakarak kaçıyor. Herkes bu kadının davranışını suçlarken bir kişi bu kadını savunuyor. İnsanın başına gelen olaylar ve verilen kararların uzaktan görüldüğü gibi kolay olmayabileceğini anlatmaya çalışan kişinin açık fikirliliği dikkat çekiyor. Bu açık fikirlilikten etkilenen yaşlı kadın başından geçen benzer bir olayı anlatmaya karar veriyor.
Eşi vefat ettikten sonra şehir şehir gezmeye karar veren kadın gezdiği kumarhanelerden birisinde genç bir delikanlıya rastlıyor. Gençliğinin verdiği aşırı duygu yükü ve heyecanı yüzüne yansıyan delikanlı kadını çok etkiliyor. Ancak kumarhanede işler çoğunlukla beklendiği gibi gitmez. Olumsuz olaylar birbirinden çok uzak gibi görünen bu iki karakterin hayatını 24 saatliğine de olsa birbirine bağlıyor ve yaşadıklarını okuma fırsatına erişiyoruz.
Bir Yüreğin Ölümü:
Bu hikayede evli ve bir çocuk babası olan bir adamın sıkıntılı hayatına konuk oluyoruz. Ciddi bir sağlık sorunu olmasına rağmen tedavi araştırmak yerine eşini ve çocuğunu tatile götürmeyi kabul eden bir baba var karşımızda. Kendisi hasta olmasına rağmen eşi ve çocuğunun nasıl bu kadar mutlu vakit geçirdiğini kendisine dert edinmeye başlıyor. Dertlerini anlatmak istemiyor ama anlaşılmadığı için de sinirleniyor. Bu kısım bizim toplumumuzdaki baba yapısına da çok benziyor açıkçası.
Ömrü boyunca eşinin ve çocuğunun rahatı için genç yaşından itibaren dur durak bilmeden çalışıp ailesine iyi bir gelecek sunabilmek için para kazanmaya çabaladığını ancak ailesinin onu sadece para kaynağı olarak gördüğünü düşünmeye başlıyor adam. Fransızca bilmediği için tatilde tanıştıkları insanlarla Fransızca konuşan eşi ve çocuğuna güceniyor, konuşmalarını anlamıyor ama sürekli gülüşmelerinden de rahatsız oluyor. Kızını ortamdaki erkeklerden kıskanıyor ve onların içerisinde rahat tavırlar sergileyen kızına da sinirleniyor. İşe bu döngüye girdikten sonra her şeye sinirleniyor, sinirlendiği konuları paylaşamıyor ve bu halde olduğu için daha fazla sinirleniyor. Bu kadar öfke bünyeye fazla tabii. Bir yerden sonra bütün hayatının boşa geçtiğini ve ailesini tanıyamadığını fark eden bu adam hissizleşmeye ve tepkisizleşmeye başlıyor. Bu acı hikayenin toplumumuzca okunması ve ders çıkarılması gereken bir hikaye olduğunu düşünüyorum.
Bu hikayeyi okurken aklıma ilk gelen kitap 
İvan İlyiç'in Ölümü oldu. Okumayanlar için incelememi bırakıyorum. #116444045
Bütün yaşamı boyunca ne için çabaladığını yolun sonuna geldiğini anlayınca değerlendirmek ve hepsinin boşa olduğunu düşünmek kadar acı bir şey olmasa gerek. Özellikle hayat arkadaşı olarak gördüğün aileni artık tanıyamadığını fark etmek çok çarpıcı.
Her ne kadar kısa olsa da bir o kadar çarpıcı bu iki öyküyü kesinlikle tavsiye ediyorum. Keyifli okumalar.
··
116 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.