Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

aynadaki cam - dört
“Boşluğu neyle dolduracağını bilemediğin her an öfkeni kullanabilirsin bunu yapmadığın anlardan hemen sonra pişmanlığın, uçurumdan atlarken denize düşüp hayatta kalma ihtimali olmasın diye ayağına bağladığın taş misali peşinden geldiğini gördükçe öfken tüm boşluklarını dolduracak. Hiçbir şeye değmediğini gördükçe o öfke her şeye değecek. Herkes dışardayken sen zindanda özgür kalacaksın onunla. Nefesini harcadığın her saniyeye yazık derken geri saramayacağın saniyeleri yavaşlatarak oynayacaksın rolünü bundan sonra. Öfke kontrolü, öfkesiz yaşam, öfke kötüdür… siktir, hepiniz siktirin gidin. Her şeyde olduğu gibi onu da doğru kullanabilene öfke kimsede olmayan bir mücevherdir. Siz karşınızdakileri sizden daha aptal görmeye devam edin, biz sizi suya götürüp susuz gelişinize kıçımızla gülmeye devam edelim, nasıl? Bir hayli hoş bence. Gülmek insanı gençleştiriyor diyorlar öfke insanı ne derece dinç tutuyor bunu da biliyorlar mı? Biliyorlar sanırım çünkü düşünenden irdeleyenden tiksinmelerini görmemezlikten gelemiyoruz en az onlar kadar öfkeliyiz onlara. Hiç dinmeyecek bir yanardağ gibi lavları hiç sönmeyecek ne zamanki eşit güreşeceğiz minderde işte o zaman sönecek öfke lavları içimizde. Akıl yalnızca size ait değil çok bildiğini düşünen ucubeler, aklınız kadar konuşacak olsaydınız bozuk plaktan bir farkınız kalmazdı gözümüzde. Tık doğsun güneşiniz bundan sonra. Yanamayan ampulünüz varsa da götünüze sokarsınız artık, hem ne demişler ‘Sen hayata at gözlükleriyle bakmaya devam edersen, birilerinin çüş demesi zoruna gitmesin.’. Gerçi gidecek akıl varsa o da sayı sayılır ama pek sanmıyorum.” ~ ben’den ~ 11.08.2023 ~ 00:46 ~
·
62 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.