Es-Selâmu aleyküm ve rahmetullahi ve beraketuhu Kitabı henüz bitirmesem de kendimi inceleme yazmak için tutamadım. :) O kadar güzel, o kadar hoş bir kitap ki, daha önce hiç kimseden duymadığım şeyleri İmam Gazali'nin bu kitabında okuyorum... Her biri ayrı ayrı güzel sözlerinin. Sanki İmam-ı Gazali hazretleri karşımda oturmuş, ben de onun karşısında oturmuşum, o da bana "Muhabbetten bir ders" anlatıyor.. Allah'ın insanı bir alak'tan yarattığını buyurduğunu duymuşuzdur. Alak'ın bildiğimiz manasının dışında da bir anlamı varmış. Bir kardeşim söylemişti, "alâka" kelimesinin kökü aslında "alak"tan geliyormuş ve sevgi demekmiş. Yani bu cümlenin manası, "Allah insanı bir sevgi ile yarattı"... Müthiş bir anlamı var. Fakat sadece bu cümle ile tamamen anlamını ihata edememiştim. Bir şeyleri çok zor seven bir insan olarak, insanların nasıl olup da böylesine sevebildiklerini merak ederdim. İmam Gazali'nin Muhabbet Kitabı, beni üzen bu düşünceye bir şifâ gibi oldu. Çünkü kitabında diyor ki, "İnsan önce kendini sever." Allah Allah nasıl? Ama ben kendimle pek barışık bir insan değilimdir, hep hatalarıma odaklanır kendi kendime "ben neden böyleyim" diye hayıflanıp dururum. Meğer durum böyle değilmiş. İnsanın acıdan kurtulmayı istemesi, mutluluk verici bir olay karşısında bu mutluluktan lezzet alıp o lezzetinin devamını arzu etmesi dahi kendisini sevmesinden dolayıymış. Ve Allah'ın istisnasız her insanda kendini sevmek kabiliyetini ve meylini fıtratında yaratmış olduğunu anladım. Öyle olmasaydı, Allah'a inanmayan bir kimse bile bir şeyleri sevemezdi... Dahası var... Sevmek insanın kendi kendine gayret edip yaptığı bir şey değil. Sevme kabiliyetini, insanın fıtratına derceden ve oraya yerleştiren de Allah. Ve çok ilginçtir ki, Allah fıtratlarımıza, "görmeden sevmek" duygusunu bile koymuş! Düşünebiliyor musunuz? Maşallah Subhanallah... Bazı âyan beyan hakikatleri nasıl da fark etmeden yıllarca yaşıyoruz değil mi?.. İmam Gazali'den bir alıntı koyayım buraya, konu daha iyi anlaşılabilir böylece: "Fıtratlar, onları görmedikleri halde peygamberleri (a.s.) ve ashâbı (r.a.) sevmeye yatkın yaratılmıştır." Nasıl? Mutmain edici değil mi sizce de? Fakîr, kalbim sükûnet buldu bu cümleden sonra. Allah sevme meylini kullarına vermiş çoktan. Ben de neden hiçbir şeyi sevemiyorum diye hayıflanıp duruyorum.. Bu durum bütün bebeklerin dünyaya gözlerini bir müslüman fıtratı ile açmasına ne kadar da benziyor... “Her doğan, İslam fıtratı üzerine doğar. Sonra, anne-babası onu Hristiyan, Yahudi veya Mecusi yapar.” (Buhârî, Cenâiz 92; Ebû Dâvut, Sünne 17; Tirmizî, Kader 5.) Allah zaten fıtratımıza uygun olanı gözümüze, kalbimize, elimize, dilimize, burnumuza, kulağımıza güzel kılmış. Hayatımızı sürdürmek için yapmamız gereken her efâlin içine bir lezzet koymuş. Yemek yemekten tutun da uyumaya kadar her şeye lezzet koymuş. Demek ki, Allah'ın, "Yapınız!" dediklerinde birer lezzet, "Yaklaşma!" yahut "Yapma!" dediklerinde birer elemin varolduğunu görebiliriz. Şimdilik bu kadar yorumlayabiliyorum. Tabii, İmam Gazali'yi incelemek fakîr haddime değil. Ama bu kitabın bu kadar az okunduğunu görünce üzüldüm. Kitabın daha çok okunması için de bir vesile olurum İnşallah. Mutlaka okuyun derim. İmam Gazali'nin diğer kitaplarını da okumuştum ama, bu kitap bana daha bir güzel geldi. :) İmam Gazali'nin Muhabbet Kitabı'nı severek, kitabın anlatmaya çalıştığı şeyi de böylelikle hakkal yakîn görmüş bulunmaktayım. Okuyun vesselâm... :)

Muhabbet Kitabıİmam Gazali · İlke Yayıncılık · 201744 okunma

·

92 görüntüleme

Bu yorum görüntülenemiyor

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Gülî • سُكونت