Gönderi
"İki Kraliçenin Savaşı", Jennifer L. Armentrout'un "Kan ve Kül" serisinin 4. ve şu an için Türkçeye çevrilip basılmış olan son kitabı, sanırım yurt dışında 5. kitap yeni çıkmış Dex'se ne zaman çevrilir bilinmez.
Bu kısım kısa bir konu anlatımıyla başlayacak o yüzden bu paragrafı önceki kitapları okumayanlar okumasınlar, SPOILER içerecek. 3. kitabın sonunda Casteel Poppy için kendini feda ederek Isbeth'in eline geçmişti. Bu kitabın ilk yarısı da Poppy ve Kieran'ın Casteel'i kurtarma çabalarını anlatıyor, sonrasıysa daha fazla kitabın adından da anlaşılacağı üzere savaşa ve dört kitaptır öcü gibi hortlatılıp okuyucuya unutturulmayan "birleşme"ye dair.
Yani ne diyeceğimi bilemiyorum çünkü yazara bu kadar detaylı düşünülüp yazılmış, hem iyi kurgulanmış hem de iyi anlatıma sahip bir kitaba gereksiz şeyler eklediği için çok kızgınım. Bunlara da değineceğim.
Evet, kitap cidden iyi kurgulanmış ve bildiğiniz hemen her şey her kitapta değişip gelişiyor ve siz artık bunlara şaşırmayı bile bırakıyorsunuz. Tabii ben bu evrene ait bir başka seri olan "Ten ve Ateş"i okumadığımdan da bu kadar şaşırmış ve kafası karışmış olabilirim. Açıkçası Poppy ve Casteel'in hikayesini bölmek istemediğimden yan serinin ilk kitabı "Gölgedeki Kıvılcım"a başlamadım ve sanırım bir süre bu seriye ara vermek için de başlamayacağım. Bu yüzden serinin neresinde okumanız gerektiğini size söyleyemeyeceğim.
Diğer kitaplara nazaran daha az olsa da yine çeviri ve editörün dikkatsizliği kaynaklı hatalar vardı. Örneğin bu kitapta Casteel'den de bölümler vardı ve bunu çok sevdim ama Casteel'in ağzından okuduğumuz halde bir yerde "kfjdldnlemd." dedi Casteel diye bir cümle vardı. Neden yani neden?
Gelelim sinir olduğum ve çoğu Türk okuru da sinir ettiğini gördüğüm kısma. Hâlâ almamışsanız bu kısım SPOILER içerecektir. Bu kitaba kadar Poppy'nin yanında dikilip ona soğuk bakışlar atan Kieran bu kitapta Casteel yokken resmen onun yokluğundan faydalanıp Poppy'yle temas bağımlısına dönüştü. Yazar resmen Kieran'la Poppy "ship"leyelim diye uğraştı. Sonra Casteel geldi, yazarın ne zaman devreye sokacağını düşündüğümüz ve benim olabildiğince olmamasını istediğim Birleşme de yaşandı. Yani bunu cinsel bir olaya çevirmeye ne gerek vardı anlamıyorum. Bir üçlü ilişkiyi ilk kez okuduğum bir kitapta ve olmamış diyebilirim. Özellikle de Kieran'ın hem Casteel hem de Poppy'yle olan arkadaşlığını gördükten sonra çok tatsız ve kötü geldi. Yazarın seride en sevmediğim huyu yerli yersiz olmasına aldırmadan 100 sayfadır sevişme sahnesi koymadım diyerek bunu yapıştırmasıydı şimdi bu yetmezmiş gibi bir de eşcinsel ilişkiler artık çok bayağı, yeni bir şey eklemeliyim, en iyisi üçlü! demiş olmalı ki buna maruz kaldık. Bir de yetmezmiş gibi sonrasında Casteel ne zaman Poppy'yi öpse ya da yanında olsa Kieran orada yeni evli çiftin başında dikilen gıcık kaynana gibi bitiyor ve bir şekilde Poppy'yle temasta bulunuyor.
Kitap bir yerden sonra şu şekilde ilerliyor:
Casteel dudaklarını dudaklarıma yasladı ve "Seni seviyorum." dedi. Kieran elini yanağıma koydu.
Delano'ya sıkıca sarıldım. Casteel yanımızda kahkahalarla güldü. Kieran bir parmağını sırtımda kaydırdı.
Şunları görünce Kieran size de hikayedeki fazlalık gibi gözükmüyor mu? Şimdiye kadar serideki en sevdiğim karakterlerden biriyken bir anda bir fazlalığa dönüştü. Casteel Poppy'yi uçan erkek sinekten kıskanırken bir anda Kieran'la Poppy'nın birlikte olmsaıyla ilgili espriler yapmaya başladı. Yani ne alaka? Başınıza taş mı düştü? Düşmediyse de düşecek.
Kitabın beni yine şaşırtan sonu ve birleşmeden önceki sevdiğim kısımları için 8 puan verdim. Yazarın daha çok ve daha çeşitli sevişme sahneleri ekleyerek yalnızca Amerika'nın belli bir kesminin gözünü boyayabileceğini ve bunu yaparak serisini basitleştirdiğini düşünüyorum. Serinin devamı daha bile heyecanlı olacağını, serinin evrileceği sinyallerini verse de bu ilişki bu şekilde devam edecekse aynı zevki alamayacağımı hissederek üzülüyorum.
Seriyi hâlâ tavsiye ederim. Şaşırmayı seviyorsanız, vampir ve kurt gibi fantastik türlerin farklı yorumlanışları hoşunuza gidiyorsa, kraliyet temalı kitapları seviyorsanız, bolca savaş ve dövüş görmek istiyorsanız, yaşınız 18'den büyükse ve yetişkin içerik okumak sizi rahatsız etmiyorsa, tanrıları içeren dini evrenleri seviyorsanız, "Dikenler ve Güller Sarayı"nı sevdiyseniz, yazarın diğer kitaplarını severek okuduysanız tavsiye ederim..
·
161 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.