Gönderi

Kokuyor, biraz küf biraz da ölüm kokuyor . Biraz da babamın ceketi kokuyor. Derler ki insan hafızası en son kokuyu unutur .Kokuşmuş cesetlerin kokusu gitmiyor biraz da papatyalar ama hoşuma gitmiyor bu kokular. Bir şeyler var zihnimde.Aynı şarkıyı tekrara düşen plak gibi tekrarlıyor şarkının ellerinden tutuyorum biraz da ruhumu okşuyor şarkı devam ediyor arka planda, sonra devreye  birileri giriyor bilmiş bilmiş konuşuyor "güzel kızım" diyor. Gülüyorum kimse bana güzel kızım dememiş zihnimdeki petunya söylüyor bunu  üzülüyorum halime, içler acısı çünkü. kimse sarmamış onu, kimse kızım dememiş acıyorum halime. Petunya umut çiçeği demek. Ben petunyayı öldürdüm. ceset koktu. gömdüm. Bilirsin cesetler gömülmezse kokar çok kokar babamın ceketi gibi hoşuma gitmedi. Ve cümlelerim burda takılıyor uçurumdan aşağı yuvarlanıyor. Mıhlanmış hep zihnime susmalısın, sus ,sus  konuşmaz kız çocukları konuşmaz yazıyorum bende, satır aralarına karanfil gömüyorum annem sever. Sonra kelimelerim yetmiyor yazamıyorum. Susuyorum bende susmayı yazıyorum kelimeleri gömüyorum , gömüyorum. Ve tekrar. Bu sefer üzerine toprak atmıyorum. yağmurda kalıyor her taraf su. Su konuşulmayan kelimelerde,su ağzımda. Su görmek istemediklerimde,su gözlerimde. Su annemin kulağıma mıhlanan sesinde ,su kulaklarımda. Kız çocuğunun titreyen ellerinde,su her yerde. Boğuluyorum nefes alamıyorum. Cam fanustan dışarıyı görmek yetmiyor ama çıkarsam yaşayamam.her neyse sorun yok ölü biri en fazla ne kadar ölebilir diyorum ölüyorum biraz daha biraz daha papatya kokusu biraz daha petunya annem geceleri üzerimi örtmüyor. Üşüyorum. Toprağa sarılıyorum bende biraz daha biraz daha.
·
1 artı 1'leme
·
35 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.