Gönderi

212 syf.
·
Not rated
·
Read in 11 days
Asım'ın Neslinden Beklenen Gençlik Cumhuriyet döneminin büyük Türk mütefekkirlerinden olan Nurettin Topçu'nun Türkiye'nin Maarif Davası eseri, daha sonra öğrencileri tarafından derlenen 1939-1973 yılları arasındaki maarif konusuyla alakalı yazılarından ve konferanslarından oluşmaktadır. Maarif kelimesi anlam olarak eğitim ve öğretim demektir. Topçu'ya göre milletimizin üç asırdan beri geçirmekte olduğu buhranların sebebi, kültür ve maarif sistemiyle alakalıdır. Çünkü millet ruhunu meydana getiren maariftir ve milletler, maarifin açtığı yolda yürür. Maarifin düşmesi millet ruhunu yerlere serer, önemsenmemesi ise bu ruhun çöküşünü hazırlar. Topçu'ya göre gençlik, geleceğin tohumudur. Bu tohumun özüne bakılarak, o milletin istikbalinin nasıl olacağını tahmin etmek zor değildir. Bir millet, kültürünü, tarihini, değerlerini gelecek nesillerine layıkıyla aktarabildiği, iç dünyasında madde ve mana dengesini kurmuş, taklit hastalığından kurtulmuş, sorumluluk bilincine sahip nesiller yetiştirebildiği ölçüde istikbale güvenle bakabilir. Bu, bir maarif meselesidir ve bu meseleye gereken önemi vermeyen milletler, farkında olmasalar da sonu uçuruma varan bir yolda dört nala koşmaktadır. Nurettin Topçu'ya göre en az üç asırdan beri sarp kayalara çarpa çarpa harap olan maarif gemimiz bugün kırık dökük bir tekne gibidir. Maarif sistemimizin, büroya memur, fabrikaya usta yetiştirmekten başka bir fonksiyonu kalmamıştır. Maarifin üç önemli unsurundan biri olan talebelik, eskiden ilim yolculuğu ve hakikat arayışı olarak görülürken, şimdilerde diploma avcılığı haline gelmiştir. Muallimlik ise ne bir iman ve irşad yolu, ne de bir fikrin ve kültürün otorite merkezidir artık. Ne yazık ki günümüzde muallim, müdürünün emrinde çalışan boynu bükük bir memurdan başka bir şey değildir. Tarihimizin altın çağını yaşayan nesillerimiz için bir mabet, bir yuva, bir ocak olan mektep de şimdilerde sadece dersliklerden oluşan bir devlet dairesi olmaktan öteye geçemez olmuştur. Nurettin Topçu, 'Türkiye'nin Maarif Davası' adlı kitabında Türk eğitim sistemine dair bu kötü gidişatın sebeplerini sonuçlarıyla birlikte ele alarak, bunlara uygun çözüm ve öneriler sunmaktadır. Topçu, eserinde asr-ı saadetten günümüze kadar İslam gençliğinin serencamından ve hâli hazırdaki durumundan bahsetmiş ve büyük bir izzet içerisinde, tüm dünyaya hükmeden şanlı bir milleti, son üç asırda böylesine bir zillet bataklığına çeken somut sebeplerin neler olduğuna değinmiştir. Topçu'ya göre bu sebeplerin biri, toplumu oluşturan bireylerin, ahlaka her sahada veda edip ya doğrudan doğruya siyasete atılmaları ve siyaset uğruna ruhlarını kurban vermeleri ya da fikrî ve ictimai çalışmalarına siyaseti karıştırmalarıdır. Çünkü bu devrin insanına göre siyaset en büyük değerdir ve başarıya ulaşmanın tek yoludur. Ahlak ise sonradan onun üstüne sürülebilen bir ciladan ibarettir. Diğer bir sebep ise yaratıcılığın yerini taklitçiliğin almış olmasıdır. Özellikle geçen asırdan beri sahneye çıkan taklit rüzgarı, ruh ve kültür buhranı içerisindeki iradesiz varlığımızı duvardan duvara vurmaktadır. Çoğunluğa göre her fikir ve hareketimizin doğruluğunun delili Batı'dadır. Taklitçilik hastalığı bir zamanlar iman ve ümit ile dolu olan kalplere, aşağılık kompleksini yerleştirmiştir. Varlığımızı sıfıra irca eden bu kahredici davranış, kalp ile yükseltilen insanı, modern Amerika'nın yaşam tarzı içerisinde lüks eşyalara esir olmuş, hiçbir ideali olmayan ruhsuz köleler haline getirmiştir. Topçu'ya göre taklit hastalığı dinî eğitimi de vurmuştur. İctihat kapısının kapatılması ile ilmî faaliyetlerin geçmişin tekrarından ibaret hale gelmesi ve dinî eğitim görevini üstlenen kişilerin samimiyetsizliği, neslimize İslam karşıtlarının verdiği zarardan daha büyük zararlar vermiştir. Bütün bu sebepler, bir zamanlar alimin atının ayağından sıçrayan çamurdan bile kendisine şeref payı çıkaran hükümdarın mesud asrını yaşayan, ilimde ve teknikte ileri, çağ açıp çağ kapatan, kıtalara medeniyet ulaştıran büyük ve güçlü milletimizi, içinde bulunduğumuz bu asırda dinde ve dilde, sanatta ve devlette büyük millet varlığımızın sönük bir hayal halinde bize veda ettiği bir devrin yetimleri haline getirmiştir.Onu bu hale getiren şey, maarif sistemiyle alakalı yanlışlarımızdı. Onu yok olmaktan kurtaracak olan da yine maarif sistemindeki doğrularımız olacaktır. Zira tedaviye tam da hastalığın bulunduğu yerden başlamak lazımdır. Bu gerçeği Nurettin Topçu şu sözlerle ifade etmektedir: "Bize bir insan mektebi lazım. Bir mektep ki bizi kendi ruhumuza kavuştursun; her hareketimizin ahlaki değeri olduğunu tanıtsın; hayâya hayran gönüller, insanlığı seven temiz yürekler yetiştirsin; her ferdimizi milletimizin tarihi içinde aratsın; vicdanlarınıza her an Allah’ın huzurunda yaşatmayı öğretsin." Türkiye'nin Maarif Davası, önsözün ardından üç ana bölümden oluşmaktadır. Birinci ve ikinci bölümler üçer, üçüncü bölüm ise on dört yazıdan meydana gelmektedir. " Beklenen Gençlik" başlıklı yazıyla başlayan kitap Topçu'nun yine gençlere hitap ettiği "Kıymetli Gençler" yazısıyla son bulmaktadır. Bu bölümde Nurettin Topçu, öğretmenin hakiki vazifesinin karakter yapmak ve şahsiyet yaratmak olduğunu belirtmiştir. Ona göre Maarif meselesi aynı zamanda bir dava meselesidir. Bütün öğretmenlik hayatı boyunca sınıfa, bir mabede girer gibi girdiğini söyleyen Nurettin Topçu gençlere şöyle seslenir ; " Şuna inanınız ki dünyada hiçbir fetih, kaderin sırrına vakıf olanlar için, sınıfın kapısını açmak kadar şerefli değildir. Hizmetinde oldukları vazifenin ulviyyetine inanan öğretmenleriniz kapılarını açarken istikbale ümit ve aydınlık getiren bir kapıyı açtıklarını hissettiler. Onların gururu, ümidi sizlersiniz. Hocalarınız size menfaatler vaadetmedi. Ufuklar aydınlattılar, yol gösterdiler. Eğer bu yolda gayretsiz davranarak derslerinizi ihmal ettinizse suç sizin, acı onlarındır. Bu acıyı şimdi onlar çekiyor, yarın siz çekeceksiniz. Muvaffakiyetlerinizin ise sevincini siz, onlar ve hepimize mukaddes vazifeyi veren vatan paylaşacak."  
Türkiye'nin Maarif Davası
Türkiye'nin Maarif DavasıNurettin Topçu · Dergâh Yayınları · 20224,692 okunma
··
2 plus 1
·
1,982 views
Harun tepe okurunun profil resmi
Öncelikle elinize emeğinize sağlık çok açıklayıcı ve güzel bir inceleme olmuş.Nurettin Topçu ülkemizin yetiştirdiği en önemli mütefekkirlerinden birisidir ve kesinlikle okunmalıdır.Bahsedilen sorunlar aslında sadece bir dönemin sorunlar değil,belki de iki veya üç asırdır süregelen şeylerdir.Birçok aydın gibi Nurettin Topçu da bu sorunlar üzerine oldukça üzerinde durmuş.
Hülya okurunun profil resmi
Teşekkür ederim Hocam.Kitaplarinda sıkça bahsediyor üç asırdır bu sorunların devam ettiğini.Okuyup idrak edebilmek temennisiyle...
L. G. okurunun profil resmi
Yolcu
Yolcu
_Evet hocam gerçekten çok güzel yazılmış
Hülya
Hülya
Hocamızın kalemine sağlık
Nurettin Topçu
Nurettin Topçu
büyük fikir adamı. Yaşadığı dönemde kıymeti anlaşılmayan büyük yazarlarımızdan.
13 öğeden 11 ile 13 arasındakiler gösteriliyor.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.