EHL-İ BEYT BİZİM İÇİN NE İFADE EDİYOR?
Peygamberimiz Hz. Muhammned'e (s.a.a) sadık olduğunu söyleyen her Müslüman, Hz. Peygamberin sözlerine dikkat eder. O, Veda Hutbesi'nde şöyle buyurmuştur:
Size iki değerli şey bırakıyorum: Kurân ve itretim (Ehl-i Beyt)
Peygamber'in (s.a.a) her iki emanetine ne kadar sahip çıkabildik. Peygamber'e (s.a.a) tâbi olanlar, onun ailesini gözden çıkararak tâbi olduklarını söylüyorlar.
Bugün Ehlibeyt denince sanki bu sadece Şia'nın meselesi. Şianın Peygamberinin ailesi. Hatta Kerbela olayını bile onlara atfederler. Bu kanıksama neye dayanıyor? Elbette cehaletimize. Çoğu inanan, Hz. Muhammed'in (s.a.a) soyunu Hz. Hasan (a.s) ve Hz. Hüseyin'in (a.s) şehadetiyle bittiğini düşünür. Muharremin 10. gününü gündeme getirir, niçin getirdiğini bilmez. Oysa biz Müslümanlar için Ehlibeyt'i tanımamak, bilmemek ne kadar büyük gaflet. Hz. Muhammed (s.a.a) ile ahiret gününde karşılaştığımız da demeyecek mi, neden aileme sahip çıkmadınız? Neden ailemin çevresinde toparlanmadınız? Neden onları takip etmediniz? Hz. Hüseyin'in (a.s) sözüne dikkat edelim.
...Ceddim Resulullah (s.a.a) ve babam Ali'nin (a.s) yolunda gitmek için...
Teslimiyetin simgesi olup Resulullah'ın (s.a.a) izini süren Ehlibeyt'in kıymeti bilinmeli.
Peygamberin (s.a.a) ailesinin kıymeti bilinmediği gibi onların başına örülen felaketler de saklandı. Örneğin 10 muharrem denince halkımız aşure yemeği düşünür. Tarihi net olmayan Hz. Nuh (a.s) tufanı ile Kerbela günü gölgelenir.
Bazen düşünürüm Kerbela olayının üzerine tatlı mı yiyoruz?
Bazılarımız Kerbela olayını sadece Şiî meselesi olarak bilir. Hâlbuki Kerbela olayı tüm Müslümanların Peygamber'inin torununa yapılan zulümdür. Bu nedenle bu olaya tüm Müslümanlar duyarlı olmak zorundadır.
Ayrıca sadece Kerbela olayını ve Hz. Hüseyin'i (a.s) değil, tüm Ehlibeyt'in başına gelen bela ve gamları, direniş ve mücadelelerini bilmek zorundayız.
Sayfa 93Kitabı okudu
·
18 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.