Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

Yunus, dergâha yıllarca odun taşır. Herkesten farklı bir terbiyeden geçip hala hiç ilerleme kaydetmediğini düşünmektedir. Kendisine su taşıma görevi verilir. Buna gücenmekle birlikte dergâhta çıkan dedikoduya da dayanamayan Yunus, dergâhı terk eder. Dedikoduya göre Yunus, Taptuk Emre'nin kızına vurulmuştur. Yunus'un canını en çok Sitare'nin üstüne bir isim duymak ve bunu derviş kardeşlerinin yapması yıkmıştır. Hala İsmail'i bulamamanın verdiği hırsla dergâhtan ayrılmıştır. Yunus, Dolanırken iki abdal görmüş ve onlarla yola devam etmiştir. Bir mağarada konaklarken iki akşam abdallarla dua etmiş, yemek gelmiş, abdest için su getirmiştir. Yunus, bu olanlara inanamamışken abdallar üçüncü gece Yunus'un dua etmesini istemiştir. Yunus ne yapacağını bilemez halde Allah'a; ‘Beni utandırma Allah'ım’ diye dua etmiş ve gözünü açtığında abdallar hayretle Yunus'un açtığı bereketli sofraya bakmaktadırlar. Abdallar sofrayı görünce: Abdal: Kimin hatırına dua eyledin, kimin hürmetini istedin ki, sana bu nimet verildi? Yunus: Peki, siz kimin hürmetine istersiniz ey erenler? Abdal: Biz Taptuk Emre'nin kapısında yıllar yılı odun taşıyan bir Yunus vardır, onun hürmetine diye dua eder, isteriz. Çok şükür her gün bize nimet gelir. İşte o an Yunus beyninden vurulmuşa döner. Dergâhtan ayrıldığına pişman olur. "Kırk gün susuzluk içinde su taşırken yunup arınarak makamlardan makamlar aşmış, yıllar yılı titreyerek odun getirdiğim vakit od ile yanarak halden hale yükselmişim de haberim yokmuş. Meğer Tapduk Sultan'ım bu fakiri sessiz sedasız doldurmuş da farkına varmamışım." Dergâha gittiğinde derviş kardeşleri onu küfürler, tekmeler ve hatta tükürüklerle karşıladılar. Ne kadar diretse de dergâha giremeyen Yunus, yaralı halde otururken Ana Bacı'nın sesini duyar. Ana Bacı, Taptuk Emre'nin karısıdır ve Yunus'a: "Fırsatı değerlendir. Kalkabilirsen hemen kalk, var dergâha. Tapduk, sabah namazına abdest almak için çıkar. Kapı eşiğine yat boylu boyunca. Üstüne basınca bu kim diye sorar bana. Ben, 'Yunus,' derim. 'Hangi Yunus?' derse bil ki, gönlünden çıkmışsın; git buralardan. 'Bizim Yunus mu?' derse ayaklarına kapan, kendini bağışlat." der. Yunus koşarak dergâha gider ve eşiğe yatar. Taptuk Emre, Yunus'un yüzüne basar ve sorar: "Bu kimdir, hatunum? "Yunus’tur, efendi, Yunus’tur." Taptuk Emre, "Bizim Yunus mu?" diye sorunca şeyhinin ayaklarına kapanır Yunus… Ağlar. Af diler. Karşılığını da alır: "Af dilemen kabul edilmiştir, biz seni sevdiğimiz için hiç unutmadık…” ~ Gözüken o ki, “bizim” olan kolay kolay unutulamaz. Günler sonra Yunus, nasıl affedildiğini, şu dörtlük ile izah eder: ~ “Hakkı nasıl bulursun Hakka kul olmayınca Erenler eşiğine Yaslanıp yatmayınca…” ~
·
30 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.