bağıra basılan değil ...
parmak uçlarıyla dokunan sevdalar bildiğim .
bir sabah uyanacağım,
kendimi kandirmalarım bana gelecek.
çayı koyayım ve pencereleri açayım .
fazla kalmayacak !
bir çay içimlik kalıp, pencereden atlayacak !
saçları pencereme asılı kalacak .
Ve ben .....
zihnimle oturup hasbihâl edeceğim. arkasından dedikodusunu yapacağım.
........vicdanım sızlayacak...
kendini dışlamanın, insana verdiği müthiş ağırlık ....
yinede yapacağım !
ruhumun utançtan yüzü kızaracak !
kendine yabancılaşmanın insana verdiği müthiş ağırlık .....
yarın ,aynada kiminle karşılaşacağını bilmeden yaşamaktır !
bunu hiç yaşamadım , bütün aynalarda yalnız benim suretim.
Ama işte mesele şu ki :
Aynada sûretim yalnız benim....
Yine de yapacağım !
çayı koyacağım ve o pencereden atlayacak,
Ve ben aynada yaşamaya devam edeceğim .
Mutluluk verici yalanların ölür,
Ve sen ,gerçeğin acı yüzüne sarılıp yaşarsın !
Çünkü bu böyledir....
İnsanın, bazen duygularının intiharı gerekir.
aynada, her gün kendini görebilmenin bedeli :
kendini kandırmanın,ölüme müthiş mahkumiyetidir.
Ve mesele şu ki :!
Ne zaman aynaya baksam onu göremem !
Pencereye saçlarından asılmış bir yalandır aşk !
Aynada yalnız kendimi görebilmek için pencereden attığım bir masaldır aşk !
Ama işte mesele şu ki :
Kendimi en güzel kandırmalarım olan aşk,
benim için hâlâ, kendimden bile kıymetli cenazemdir
Gültuğba