Gönderi

272 syf.
·
Not rated
·
Read in 8 days
Dorian Gray’in Portresi
Dorian Gray’in Portresi, Oscar Wilde’ın yazmış olduğu tek romandır. Döneminde yoğun eleştiri oklarına maruz kalan bir yazardır. Eleştiri oklarından biri de ona roman yazamacağını yönünde yaptıkları mobbingtir. Yazarımız da eleştirilere meydan okuyarak harika bir roman yazmıştır. Fakat yazmış olduğu kitap ona pahalıya mâl olmuştur. Yazar, yine eleştiriden payını almıştır. Yazarın cinsel kimliği, dönemin kraliçesi dâhil olmak üzere pek çok kişi tarafından eleştirilmiştir. Kitabı yayımlanmak istenmemiştir. Şu an okumuş olduğum kitap da sansüre maruz kalan bir kitaptır. Yapıtta pek çok psikolojik öge yer alamaktadır. Bunun da eserin kalitesini artırdığını söylemek isterim. Ana karakterlerden biri olan Lord Henry tarafından oldukça kurnaz ama bir yandan da insana “Bir yandan da haklı aslında!” intibası uyandıran yorumlar yapılmıştır. Oscar Wilde’a göre Lord Henry; çevresinin, toplumun, dönemin onu olduğunu zannettiği kişidir. Freud’un yapısal kişilik kuramına göre “ego” olarak sınıfladığı konumu anlatan bir karakter olduğunu söylemek yanlış olmaz. Güzeller güzeli, kusursuz yüz hatlarına sahip olan Dorian Gray! Aslında dışı ne kadar güzelse içi de o denli çirkindi. Ölümüne dolaylı sebep olan Sibyl’den sonra yapmış olduğu davranışlar, söylemleri benim gözümde o kadar nefret uyandırıcıydı ki o sahnelerde bütün güzelliğine rağmen tamamen kendi değerini harcayan bir karakter oldu. Lord Henry’in ona hediye ettiği sarı kapaklı kitabı okuduktan sonra tamamen “çirkin” bir karakter olduğunu söylemek istiyorum. Ona layık olan bir ölümle kitap son bulduğunda geriye dönük bir sorgulama içerisine girdim. Bütün bu olanları zihnimde uzun bir süre derin derin düşünüp yorumladım. Dorian Gray, Oscar Wilde’ın başka bir çağda olma istediği kişiyi temsil etmekteydi. Freud’un yapısal kişilik kuramına göre “id” karegorisinde yer almaktaydı. Bir de Basil Hallward, talihsiz ressamımız var. Kendisini sanata adayan bir karakter olarak karşımıza çıkıyor. Bir de büyük bir “aşık”! Dorian’a karşı duyduğu tarifsiz bir aşk. Okuduğum kitap sansürlü olduğu için imâ yoluyla anlatılıyor fakat sansürsüz yayımlarında bu aşkı net bir biçimde gözlemleyebilirsiniz. Dorian aracılığıyla sanatını geliştirmek isteyen aşık olduğu kişi tarafından (spoiler) bir masanın üzerinde acımasızca öldürülen (spoiler) ölümüne de içten içe üzüldüğüm bir karakterdi. Oscar Wilde’a göre Basil; olduğunu sandığı kişiydi. İçinde iyinin ve aşkın yaşadığı bir sanatçı. Freud’un yapısal kişilik kuramına göre “süperego” olarak sınıflayabiliriz. Genel mânâda baktığımızda ise romanda bir güzellik olgusu üzerinde durulmuş. Kitabın birçok noktasında Dorian’ın mükemmelliği vurgulanmış. O mükemmelik, bir yandan da çok tecrübesiz bir karaktere ithaf edilmiş. Herkesten etkilenen, sorgulamayan, olduğu gibi kabul gören düşüncelerle bezenmiş. Dorian, Basil tarafından güzelliği nakış gibi işlenen bir tabloya resmedilmitşir. Lord Henry’in Dorian’ı zehirlediği kısım desem daha yanlış olmaz. Kendisi bir gün yaşlanacak ama tablodaki bu güzellik sonsuza dek göz kamaştıracaktı. Bunu idrak eden Dorian, dürtüsel ve ilkel davranarak kendi portresini kıskanmaya başlar. Henry’in de etkisiyle Dorian kendisini öyle bir zehirler ki, kendine duyduğu öfkeden ve kıskançlıktan gözü kör olur. Kendisinin her zaman böyle güzel ve genç kalmasını isterken portrenin de onun yerine çirkin kalmasını diler. Kim bilebilir dileğinin gerçek olacağını! Kendi günahlarıyla portresini çirkinleştirir. Kendi ruhuna bir çarşaf örter. Portresi çirkinleştikçe ona tahammül edemez. Fakat bir şey unutur. Portrenin ruhunu kendi bedeninde taşımaktadır. Günümüzde insanların bir kısmı da bu şekilde. İçlerinin çirkinliğini dışlarını süsleyerek gizlemeye çalışır. Ancak unutulmamalıdır ki her kıskançlık aslında kendi ruhlarını ucubeleştirir, tahammül edilemez hâle getirir. Kendi zehirlerini kendileri oluşturur. Dorian’da tam olarak bu şekilde yaptı. Tek farkı kendisini kıskanmasıydı. Haz odaklı, ilkel tutumları onun ölümünü hazırlar. Lord (spoiler) Henry, Dorian’a öyle bir etki etmiştir ki Dorian kendi güzelliğini tanrı gibi ebedi olmasını temenni eder. Kötülüğünü hapsettiği portreyi öldürmek isterken kendi ölümü gerçekleştirir. Kendi kendisini öldürmüştür. Odalara sakladığı, hizmetçisi görecek diye tedirgin olduğu o korkunç portre onun içinde asılıydı. Portre kendisiydi; kendisi de portreydi. (spoiler) Son olarak bilinçli okurlara önereceğim bir kitap olduğunu söylemek isterim. Bilinçten kastım okuma geçmişi olan okumayı ciddiye alan okurların zevk alacağı bir yapıt. +18 altı çocuklarımızın okumasını önermem.
Dorian Gray'in Portresi
Dorian Gray'in PortresiOscar Wilde · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202374.3k okunma
·
32 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.