Gönderi

Değişim
Değişim, basitçe basitçe önceki durum veya varoluş biçimindeki çeşitlenme veya başkalaşmalar olarak tarif edilebilir. Değişimden söz edildiğinde mutlaka zamandan da söz ediliyor demektir. Değişimi zamanın dışında veya zamanı değişimin dışında düşünmek olası değildir. Çünkü değişim, zaman içinde meydana gelir. Bu anlamda zamanla, her şeyden önce değişebilen varlıklarda karşılaşılır. Değişim, hayatın bir kanunu, kâinâtın bir geleneğidir. İnsanda zaman içinde her şeyin değiştiği hissi bulunmaktadır. Her an, zaman içinde yeni bir an, her gün yeni bir gündür. Filozo Herakleitos da bir kişinin aynı nehre iki kez giremeyeceğini ifade ederek her şeyin her zaman değişime uğradığını ileri sürmüştür. İnsan düşüncesinin kategorileri, hiçbir zaman kesin bir form içinde sabitlenemezler; sürekli olarak yapılır, bozulur ve tekrar yapılırlar, zamana ve mekâna göre değişirler. Değişim, ya hızlı olur ya da yavaş. Değişimin görece hızlılığı ve yavaşlığı, insanın değişimi fark etmesinde önemli bir unsurdur. Değişim, zamanda zamanla gerçekleşir. Zamanla değişim, değişim sürecine atıfta bulunur. Zamanla değişim, değişimin zamansallığı bağlamında değişimin görece belli bir zamanla ilintili ve bağıntılı olarak meydana gelmesini dillendirir. Değişimin önemliliğini vurgulayabilmek, yani önemli değişim tesbitinde bulunabilmek için, bir zaman dilimi süresince, bir objenin veya durumun temelini oluşturan yapıda, ne derecede başkalaşma olduğunu göstermek zorunludur. İnsan toplumları bazında, bir sistemin ne şekilde ve ne ölçüde bir değişim sürecinde olduğuna karar verebilmek için, belli bir zaman dilimi boyunca temel sosyal kurumlarda ne dereceye kadar bir değişim olduğunu göstermek gerekmektedir.
·
46 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.