Gönderi

Halifeliğin kaldırılması hakkındaki teklifin gerekçesinde şöyle deniyordu: Türkiye Cumhuriyeti'nin içinde 'Halifelik Makamı'nın varlığı sebebiyle Türkiye, iç ve dış politikasını iki başlı olmaktan kurtaramadı. Bağımsızlığında ve ulusal yaşantısında ortaklık kabul etmeyen Türkiye, görünüşte ya da dolaylı ikiliğe dayanamaz. Yüzyıllardan beri Türk milletinin felaket sebebi ve sonunda fiilen ve antlaşmalı olarak Türk İmparatorluğu'nun çökmesine vasıta olan Padişah Ailesi'nin, Halifelik kılığı içinde, Türkiye'nin varlığına daha da etkili bir tehlike oluşturacağı ağır tecrübelerle kesin olarak anlaşılmıştır. Bu ailenin Türk ulusu ile ilişkili olan her durumu ve gücü, ulusal varlığımız için tehlikedir. Esasında Halifelik, ilk İslam emirliklerinde, 'hükümet' anlam ve görevinde ortaya çıkarılmış olduğundan, bütün dünya ve din görevlerini yerine getirmekle yükümlü olan çağdaş İslam hükümetlerinin yanında ayrıca bir halifelik makamı bulunmasının sebebi yoktur. Gerçek budur. Türk milleti kurtuluşunu koruyabilmek için gerçeğe uymaktan başka bir davranışı seçemez. Rize Mebusu Ekrem Bey, halifelerin ve padişah ailesinin kötülüklerini sayıp döktü, halifeliğin kaldırılmasını ve padişah ailesinden olanların hepsinin sınır dışına çıkarılmasını istedi. Seçimleri bağımsız aday olarak, Halk Partisi'ne ve Halk Partisi'ndeki akrabalarına karşı kazanmış olan ve sonradan da Halk Partisi'ne girmeyerek Meclis'te tek bağımsız mebus olarak kalan Gümüşhane Mebusu Zeki (Kadirbeyoğlu) Bey'in konuşması ise şöyle oldu: Zeki Bey — Geçen gün, bütçe münasebetiyle konuşan Vâsıf (Çınar) Bey kardeşimizin çok haklı bir sözleri vardı: Bu millet kürsüsünde herkes özgür isteklerini, özgür düşüncelerini, özgür kanılarını söylemek hakkına sahiptir. Tunalı Hilmi Bey — O, yalnız Vâsıf Bey'in söylediği bir gerçek değildir. Zeki Bey — Yine Vâsıf Bey Kardeşimiz, Fransa'nın 1789'daki büyük devriminden sözederken, Fransa'daki krallık ailesinin idamını ve ulusal sınırın dışına atılışını anlattılar. Ben o günkü görüş ile bugünkü durumu karşılaştırmak istiyorum. Biz Cumhuriyet'i ilan ettiğimiz zaman karşımızda sultanlığı isteyen bir kuvvet var mı idi? Olabilir mi idi? Yine Vâsıf Bey Kardeşimiz “mebuslar temel ilkeleri kabul ederek gelmişlerdir, temel ilkelere göre görev yapmak bir namus borcudur” dedi. Çok doğru bir şeydir. Recep Bey (Peker) — O ilkelerle senin ilgin yoktur. Zeki Bey — Partiden değilim, fakat ben de milletten bir kişiyim. İlkelerden söz etmeye yetkim vardır. Burası özgür bir kürsüdür. Siz de çıkar, görüşlerinizi söylersiniz. Acaba bu temel ilkelerin kurtuluşunu koruyabilmek için gerçeğe uymaktan başka bir davranışı seçemez.
·
19 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.