Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

70 syf.
·
Puan vermedi
Dil ve Mantığa Özgün Bir Anlam Yüklemesi
Dil ve Mantığa Özgün Bir Anlam Yüklemesi ❁ ❁ ❁ Dil felsefesi ve mantık konusunda “Varlık Bilimin Dil Yapıları Üzerine Bir Deneme” ile “Münazaracı ve Doğal Akıl Yürütme Üzerine Bir Deneme” iki doktorasını tamamlayan dil, mantık ve ahlak filozofu Taha Abdurrahman (1944 Cedide – ... ); Rabat Beşinci Muhammet Üniversitesi ile Sorbonne Üniversitesinde felsefe öğrenimi gördü. 1970’ten 2005’e kadar mantık ve dil felsefesi dersleri okutan yazar; ahlâk, gelenek, modernlik, evrensellik, felsefî yaratıcılık konularında entelektüel meydan okuma konusunda bir külliyat meydana getirdi. Bütüncül bir bakış açısı ve sistemli bir felsefe projesi çerçevesinde kavramsal eleştiriler yapan Taha Abdurrahman; “Yeni bir insan anlayışı inşa etmek” gayretiyle insan, bilgi, yaşam ve varoluş konularını her şeyle ele alarak zihnini parçalamamış, bütün bu alanları tek hakikat olan tevhide, Allah'a kulluğa, ahlâka, manevî yetkinliğe ve ruhun tezkiyesine bağlamıştır. Dil ve mantık, dilbilim, mantık ve felsefe konularıyla dört başlıktan oluşan “Dilsiz Olmaz – Dil ve Mantık Üzerine Bir Söyleyişi” kitabı İslâmî eleştirel ekol mensubu Taha Abdurrahman’ın düşüncelerinin izinin takibini, argümanlarını hangi çerçevede ortaya koyduğunu ve incelikli yöntemiyle meseleleri nasıl ele aldığını anlamaya yardımcı olmaktadır. Arap-İslâm geleneği iç ve dış dinamikler etkisiyle gelişimini sürdürmekte. Avrupa coğrafyasının baskın etkisiyle tarihsel süreç içinde kasıtlı kasıtsız etkileşim halinde oldu. Son iki asırlık süreç içinde Arap-İslâm geleneği Avrupa kaynaklı dış dinamikler iç dinamikleri şekillendirecek durumda etkisini sürdürdü. Bu duruma karşı ve farklı özgün bir arayış ortaya çıkartan İslâmî eleştirel ekol mensubu Taha Abdurrahman; Arap-İslâm geleneğine özgün entelektüel projesini geliştirmekte. Bu açıdan kitabın öğrenci ve meslektaşlarının sorduğu sorulara cevap niteliğinde oluşan “Dilsiz Olmaz” kitabının ilk başlığı bilimsel metodoloji ve mantık ve dilbilim araştırmalarına yönelik verdiği cevapları kapsamaktadır. Arap-İslâm geleneği, ithal edilmiş ve gelenekle bağı bulunmayan metodolojilerin olması Abdurrahman’ı yeni bir metodolojiye yöneltmiştir. Arap-İslâm geleneğinin yöntemlerini ‘ithal edilmiş olmak’ ve ‘dışarıdan alınmış olmak’ bu iki kusurdan arındırmaya çalışan yazar, felsefî anlamlar ve anlayışların altında yatan ve onlara dayanak oluşturan dilsel ilkeleri ön plana çıkararak Arabî, bilimsel bir modeli inşa etme imkânı ortaya çıkartmaktır. İslami metodolojinin Arap dilinin sözbilim ve deyişbilim imkanlarını kullanarak söylem analizi ve diyalektik münazara kuramlarından da faydalanmaya çalışmakta. Geleneksel metinlerin özel ayrıntıları keşfetmek, azami özen ve hassasiyetle analiz etmek çabasında olan Taha; felsefî anlamlar ve anlayışların altında yatan ve onlara dayanak oluşturan dilsel ilkelerle hemhâl olmaya çalışmakta. Bu çaba nesilden nesile geçerek bize ulaşan ve ait oldukları dünya görüşlerinin damgasını taşıyan felsefî görüşlere karşı iletişimsel Arap dil yapısı formüle edilerek bir Arap-İslâm felsefesinin kurulmasına dikkat çekiyor. Sözdizim, anlambilim ve edimbilim bu üç dilbilimsel yaklaşımın üç düzeyinin tanımları, kurallarının sistematiği, sorunlarının detayları ve uygulama alanlarının genişliği yönleriyle kitabın orta kısımlarında anlatmaktadır. Bu konuların Arap dünyası ve Fas'ın ortaya çıkarttıkları çalışmalar yanında Taha’nın ve arkadaşlarının yapmış oldukları çalışmaları ve yapmayı planladıkları çalışmalar hakkında güncel bilgiler vermekte. Dilbilgisel önermeleri belirleyen sözdizim aşaması ve mantıksal önermeleri belirleyen dizgeleştirme aşaması olan bu iki ayrı aşama ‘yüklem mantığı’ dilini ortaya çıkartmakta. ‘Doğal dil’ ile ‘kurallı dil’ ilişkisini anlatan Taha; matematik formüllerinde ve bilimsel kuramda kullanılan ‘yüklem mantığı’ dili üzerinde durmaktadır. Kitabın bu bölümü mantık üzerine olduğunda mantık araçlarının matematiksel formüller, müspet bilim ve deneysel bilimde önermelerin formüle edilmesinde kullanılır iken Taha, gelenek alanında kullanımı ve yararlarını irdelemekte. Ve mantığın yöntemleri kullanılırken edindiği deneyim sayesinde aldığı genel entelektüel eğitime dikkat çekmektedir. Konunun az ilerisinde ‘mantığın kipsel önermeler’ ve ‘olası dünyalar kuramı’ ne olduğu ve hangi bakımlardan ilişkili oldukları ele alınmakta. Kitabın felsefeye dair sorularından Dekartçı akılcılığın reddini savunan Taha; Dekartçı akılcılığın nesnel nedenleri ve yeterliliği kalktığını, diyalektik münazara ve konuşma iletişimi alanına ait kriterlerin uygulandığı bir söylem olarak kaldığını vurgular. Konunun başka bir sorusu ise Taha’nın Muhammed Arkun ve Muhammed Abid el-Câbirî’ye yönelik mantıksal eleştiri ve metodolojik temellere dayanan itirazlarıdır. Taha, İslâmî gelenekte diyalektiğin metodolojisinde mantıksal ve dilbilimsel iki temelde eleştiri yapmakta. Bu iki eleştiri şöyle: Mantıksal sorun: Câbirî, İslâmî spekülatif ilahiyatın ve skolastik fıkhın metodolojisinin akılcılığını eksik saydı yani aşmamız gereken sözbilimsel bir akılcılık olduğunu savundu, Arkun ise, bu metodolojinin aşırı ve abartılı bir akılcılık olduğunu savladı. Diğeri olan Dilbilgisel Sorun: Arkun “İslâmî metodoloji”nin kuramsallaştırılmasında modern dilbilim ulaştığı sonuçları kullanmasını gerektiğini iddia ederken, Câbirî, Arap dilbiliminin ulaştığı sonuçları, İbn Rüşdçü felsefî düşünce hariç, İslâmî entelektüel külliyatın tamamını kapsayacak şekilde genelleştirmemiz gerektiğini ileri sürdü. Taha’nın bu iki düşünüre yönelik eleştiri noktası böyle iken kendisi de mantıksal-dilbilimsel bir metodoloji geliştirmeye ve bu metodolojiyi özellikle doğası gereği bizzat mantıksal ve dilbilimsel olan bir konuya, tartışma alanına uygulamaya çalıştığını belirtir. Konunun sonrasında Taha’nın değindiği başka bir mesele ‘Kelâmî ve usûlî gelenek’dir. Arap ve Batı düşüncesinde dine ve kutsal kitaplara karşı eleştirel yaklaşım sergileyenlere yönelik sorulan soruda Taha, üç yönden cevap vermekte. Temel mantıksal yön, dönemsel tarihsel yön ve pratik gerçekçi yön olarak ayrıntılı anlatmaktadır. Dilbilim, mantık ve felsefî anlamlar ve anlayışların altında yatan ve onlara dayanak oluşturan dilsel ilkeleri ön plana çıkararak Arap-İslâm metodoloji modeli inşa etme imkânı ortaya çıkartma çabasında olan Taha Abdurrahman; öğrenci ve meslektaşlarının sorduğu sorulara cevap niteliğinde oluşan “Dilsiz Olmaz – Dil ve Mantık Üzerine Bir Söyleyişi” kitabı bu çerçevede bilgi kaynağıdır. Taha Abdurrahman’nın sorulara cevap vermesi zihnin özgün haritasını ortaya koymaktadır. Kitabın Künyesi: Taha Abdurrahman, Dilsiz Olmaz – Dil ve Mantık Üzerine Bir Söyleyişi, çev. Kürşad Atalar, Pınar Yayınları, Taha Abdurrahman Kitaplığı – 7, 1. Baskı Eylül 2022, 70 sayfa. Yunus Özdemir
Dilsiz Olmaz & Dil ve Mantık Üzerine Bir Söyleşi
Dilsiz Olmaz & Dil ve Mantık Üzerine Bir SöyleşiTaha Abdurrahman · Pınar Yayınları · 202217 okunma
··
222 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.