Kao-çi’ların kurttan türeyiş efsaneleri: Sonradan Göktürk ve Uygur
devletlerini kuracak olan bu Türk topluluklarının en yakın Çinli komşuları, Tob a Sülâlesi idi. 519 senesine kadar da bağımsız bir hükümdarları vardı. Bu sebeple bu Türk toplulukları ile ilgili türeyiş efsanesini, yine Toba çağı kaynaklarında buluyoruz. Efsane şöyledir:
“ Kao-çı Kağanımın çok akıllı iki kızı varmış. ( Bazı kaynaklar üç
kızı vardı, diyorlar). Bu kızlar o kadar akıllı ve o kadar iyi imişler ki,
babaları şöyle bir karara varma zorunda kalmış. Kağan demiş ki: "Ben
bu kızları, nasıl insanlarla evlendirebilirim! Bunlar o kadar iyi ki, bu kızlar ancak Tanrı ile evlenebilirler/” Bunu diyen Kağan, kızlarını alarak götürmüş ve bir tepenin başına koymuş. Burada kızları, Tanrı ile
evlensinler diye beklemiş. Kızlar bu tepede Tanrıyı bekleye durmuşlar.
Aradan epey zaman geçmiş. Ama ne Tanrı gelmiş ve ne de onlarla evlenmiş,
Kızlar böyle bekleşe dururlarken, tepenin etrafında, ihtiyar ve erkek bir
kurt görünmüş. Kurt, tepenin etrafında dolaşmağa başlamış ve bir tiirlü
de, orasını bırakıp gitmemiş. (Küçük) kız kurdun bu durumunu görünce
şüphelenmiş ve kardeşine: “ İşte bu kurt Tanrının ta kendisidir. Ben inip,
onunla evleneceğim,” demiş. Kardeşi, gitme, diye ısrar etmiş ama, kız
dinlememiş. Tepeden inerek kurtla evlenmiş ve bu suretle Kao-çı halkı, bu
hükümdarın kızı ile kurttan türemiş”
Burada Kağan ünvanını biz ilâve ettik. Henüz daha bu çağda
Türkler arasında, Kağan unvanı yoktu.
Bu kurt efsanesi, biraz daha
değişik bir tiptedir. Buradaki kurt, erkektir. Diğer Göktürk efsanelerinde ise, kurt dişidir. Bununla beraber Uygur harfleri ile yazılmış
Oğuz Destanındaki kurt da, erkektir. Hükümdarın kendi kızlarını
koyduğu dağdan Çin kaynaklan, bir tepe diye bahsetmektedirler. Türk
dininde “ Kutsal Dağ” ve “Gök Dağı” , büyük bir yer tutardı. Ergenekon
da böyle kutsal bir dağdan başka bir şey değildi.