Gönderi

Yaşasın Cumhuriyet!
Cumhuriyetin Duasını Yapan Adam 29 Ekim Pazartesi günü (1923),, akşam altıyı çeyrek geçe, Anayasa değişikliği görüşmelerine sadece 158 milletvekili katılıyordu. Daha üç ay önce, Ağustos ayında başbakan olan ve (İstanbul milletvekili olan Rauf (Orbay) Bey (1881-1964) bile (Başbakanlığı 12 Temmuz 1922-4 Ağustos 1923), o günlerde Ankara'da değil, İstanbul'da idi. Meclisteki mevcut milletvekilleri kısa sürede maddeleri görüşmeye başlamışlar ve Teşkîlât-ı Esâsiye (Anayasa) Kanunu'nun önüne ilâve edilen "Türkiye devletinin hükümet şekli Cumhuriyettir" maddesi alkışlarla kabul edilmişti. Bu arada söz alan Şarkîkaraağaç (Giresun) milletvekili Mehmet Emin Yurdakul şöyle bir teklifte bulunmuştu: "Bu hak ve adalet güneşinin dünyayı aydınlat- masını niyaz eder ve bu duamin kanatları altında ruhu önünde tazimen ayağa kalkarak "Yaşasın Cumhuriyet" diye taziz etmelerini muhterem arkadaşlarımdan temenni ederim." Bu temenni ayağa kalkan milletvekillerinin "Yaşasın Cumhuriyet" sesleriyle yerine getirilmişti. İlk Cumhurbaşkanının teşekkür konuşmasını müteakiben de, milletvekilleri tarafından "Bir dua yapılsın!" sesi duyulmuş ve kürsüye Afyon milletvekili Kâmil Miras'ın yaptığı duayı müteakip, Meclis ertesi gün toplanmak üzere dağılmıştır. Atatürk, 24 Eylül 1924 tarihinde Amasya'da, şerefine verilen bir ziyaretin sonunda, sözü Milli Mücadeleye getirerek Kamil Miras hoca hakkında şu övücü sözleri söylemiştir: "Efendiler! Bundan beş sen evvel buraya geldiğim zaman bu şehir halkı da, bütün millet gibi hakikî vaziyeti anlamışlardı. Fikirlerde karışıklık vardı. Dimağlar âdeta durgun bir haldeydi. Ben burada birçok zevatla beraber birçok zevatla beraber, Kamil Efendi Hazretleriyle de görüştüm. Bir cami-i şerifte hakikati halka izah ettiler. Kamil Efendi Hazretleri halka şöyle dediler: 'Milletin şerefi, haysiyeti, hürriyeti, istiklâli hakikaten tehlikeye düşmüştür. Bu felâketten kurtulmak, icap ederse vatanın son ferdine kadar ölmeyi göze almak lâzımdır. Padişah olsun, halife olsun, isim ve unvanı ne olursa olsun, hiçbir şahıs ve makamın mevcudiyetinin hikmeti kalmamıştır. Tek kurtuluş çaresi, halkın doğrudan doğruya hâkimiyeti ele alınması ve iradesini kullanmasıdır." İşte Kamil Efendi Hazretlerinin bu yol gösteren vaaz ve nasihatinden sonra herkes çalışmaya başladı. Bu münasebetle Müftü Kamil Efendi Hazretlerini takdirle yad ediyorum ve genç Cumhuriyeti miz, bu gibi ulema ile iftihar eder.'
Sayfa 115Kitabı okudu
·
1 plus 1
·
102 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.