Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

355 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
10 günde okudu
Ahlak kavramı üzerinde uzun uzun durmuş yazarımız. Özellikle de ahlakın çelişkileri üzerinde. Ahlakın yerine ve zamanına göre değişken olduğunu, bugün ahlaksızlık olarak görülenin yıllar önce doğal karşılandığı ya da bugün doğru (ahlaklı) olarak sunulanın da geçmişte ayıplanan şeyler olduğunu örneklerle sunuyor okuyucusuna. Yaptığınız herhangi bir şeyden dolayı kendinizi kötü hissettiğiniz bir çok şeyin aslında "insanca, pek insanca" olduğunu savunuyor. Özün bu senin. Sadece yaşadığın çağa uygun değil bu yaptığın. Hepsi bu. Hristiyanlıktan yola çıkarak tüm dinleri ağır bir şekilde eleştiriyor Nietzsche. Ona göre din; korkunun bir ürünüdür, ölümsüzlüğün arayışı ve mutlu olmanın yolu... Din önce insanları muhtaç edip ağır yükler altında bırakıp sonra da tüm bunlardan kurtulmak için vaatlerde bulunur. Ödüllendirir ve cezalandırır seni. Bu dünyada dinen ahlaksızlık olarak adlandırdıkları bir çok şeyi öteki dünyada ödül olarak sunulmasının da ne kadar ahmakça olduğunu dile getiriyor. Dini kullanan azizlerin hayal gücünün olağanüstü kirli olduğunu söylüyor. Ki günümüzde de hâlâ güncelliğini koruyan "çocuk gelin, çok eşlilik, babanın öz kızına şehvet duyması haram değil" gibi yüzlerce iğrenç fetva da bunun kanıtıdır bence. İyi/kötü/doğru/yanlış.. Neyin doğru neyin yanlış olduğunu belirleyen en büyük etkenin aslında bizi biz yapan, en doğal dürtülerimiz belirliyor. Yeni yaşam koşulları insanın aslını inkâr ettiğini düşünüyor. Çünkü insan kendisiyle yüzleşmek yerine ondan nefret etmeyi tercih etmiştir. Çünkü içinde yabanıl bir hayvan olduğunu kabul etmek istemiyor. Bunun için de tüm gücüyle savaşıyor kendisiyle. Hayvani yanını yansıtan her şeyi; kötü, yanlış ve günah olarak tanımlıyor. Bu yanının bastırılmış tüm hallerini de iyi, doğru ve haklı bulmuştur insanoğlu. Sanat ve sanatçılar da Nietzsche'nin gazabından kurtulamıyor. Sanatçının fazla hızlı gitmemesi gerektiğini dinleyicisi ya da seyircisinin de ona ayak uyduracak tempoda ilerlemesi gerektiğini aksi takdirde ne kadar yükseklerde olursa olsun aynı hızda geri düşeceğini savunuyor. Bazı sanatçıların "saygın olma" adı altında aslında kendisini "üstün kılma" duygusu içinde olduklarını söyler. Eskiden prens ve soylular için yazanların dönemimizde de parti için yazdıklarını söylerken onları soytarı ve yarı akıllı şekilde yorumluyor. Bizlerde de var bu sanatçılardan ve biz de "yalaka" olarak sık sık anıyoruz kendilerini. Bilim ve edebiyat türünden eserleri olan herkesin tanıdığı bir kaç kişiyi överken bir çoğunu eleştiriyor. Kitabın bu bölümü için dini kesimden sonra ki okuru en çok sinirlendirecek olan ikinci bölümü diyebilirim. Severek ve hayranlık duyduğunuz yazarları harcamaktan hiç çekinmemiş Nietzsche. Bilge olmanın yolu olarak da öncelikle aile, çevre ve kültürünüzden kendimizi soyutlamamız gerektiğini ve "ben'lik" bilincimize varmamız gerektiğini söylüyor. Ve ileriyi daha iyi görmek istiyorsak mutlaka geriye doğru gitmemiz gerektiğini. Tüm bunların yanısıra; insani duyguların sebepleri ve sonuçlarına değiniyor. Çok masum görünen hislerimizin altında yatan çirkin görüntülerden bahsediyor ve diyor ki tüm bunlar "insanca, pek insanca" Kitabı bitirdikten sonrasında insanı uzun uzun düşündürmeye teşvik eden güzel bir eserdi. Elbette söylediği her şeye katılmayacaksınız. Bazı konularda çok sert olduğunu düşünebilirsiniz ama bu kitabın çok iyi olduğu gerçeğini değiştirmez. Hepinize keyifli okumalar.
İnsanca, Pek İnsanca 1
İnsanca, Pek İnsanca 1Friedrich Nietzsche · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20212,846 okunma
·
2 artı 1'leme
·
1.323 görüntüleme
Dağlar okurunun profil resmi
Yine güzel ,ibir inceleme, yine çok beğendim 😊 emeğine sağlık cano can 📚👏🏼✌🏼
Nurettin Polat okurunun profil resmi
Bu güzel incelemeden sonra bu kitap okunur, okuma listeme aldım varolun.
Mustafa Kemal Baba okurunun profil resmi
Çok teşekkür ederim hocam. Sizin beğeneceğinizi düşünüyorum :)📚
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.