Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Birinci Nevi - Rubûbiyyet Tevhîdi...
Rubûbiyyet tevhîdi, fıtratta merkezlenmiştir. Yaratılmışlardan hiç kimsenin, rubûbiyyete itiraza mecali olmamıştır. Hatta küfrün başı İblis bile şöyle demiştir: "Dedi ki: Rabbim, beni iğva ettiğin için.."(8) Yine İblis şöyle demiştir: "Senin izzetin için elbette onların hepsini iğva edeceğim."(9) O, Allah'ın rubûbiyyetini ikrar etmiş ve Allah'ın izzeti üzerine yemin etmiştir. Diğer kafirler de aynı şekilde rubûbiyeti ikrar etmişlerdir. Örneğin Ebu Cehil, Ebu Leheb ve sonradan gelen küfür önderleri de küfür ve dalâlet üzere olsalar dahî rubûbiyet tevhîdini ikrar ediyorlardı. Allah (cc) şöyle buyurmuştur: "Ve elbette eğer onlara onları kim halk etti (diye) sual etsen, elbette diyecekler ki: 'Allah'."(10) Allahu (subhanehu ve teala) yine şöyle buyurmuştur: "De ki: 'Eğer biliyorsanız, her şeyin melekûtu elinde olan, her şeyi koruyan ve kendisi korunmaya (ihtiyacı olmaya)n kimdir?' Diyeceklerdir ki: 'Allah'ın.'(11) Allahu (subhanehu ve teala) yine şöyle buyurmuştur: "De ki: Sema'dan ve Arz'dan size kim rızık veriyor? Yahut kulak ve gözlerinize hükmeden kim? Ölüden diriyi, diriden de ölüyü çıkaran kim? İşleri kim idare ediyor? Diyeceklerdir ki: 'Allah'."(12) Demek ki onlar, tüm bunları ikrar ediyorlardı; sıkıntıya düşünce duayı Allah'a halis kılıyorlardı. Çünkü onlar, kendilerini sıkıntıdan ancak Allah (subhanehu ve teala)'nın kurtarabileceğini; ilahlarının ve putlarının onları felaketlerden kurtaramayacaklarını biliyorlardı. Allah (subhanehu ve teala) şöyle buyurmuştur: "Ve size denizde bir zarar dokunduğunda O'ndan başka kime dua ediyorsanız kaybolur gider. Artık ne zaman ki sizi karaya necat buyurunca i'râz edersiniz. Ve insan çok nankör olmuştur."(13) Tevhîd'in bu türüne boyun eğen kimse, İslam'a girmiş ve Ateş'ten kurtulmuş olmaz. Örneğin kafirler, Rubûbiyyet Tevhîdi!ni ikrar etmişlerdir ama onların bunu ikrar etmesi, kendilerini İslam'a dahil etmemiş; Allah da onları müşrikler ve kafirler olarak adlandırmış ve onlar hakkında -Rubûbiyyet Tevhîdi'ni ikrar etmelerine rağmen- Ateş'te ebedî kalma hükmünü vermiştir. Bu noktada bazı akîde tasnifçileri -kelamcıların metodu üzere- Tevhîdi, "Allah'ın varlığını ikrar etmek, Allah'ın yaratıcı olduğunu ve yarattıklarına rızık verici olduğunu ikrar etmek" şeklinde tefsîr ederek yanılıyorlar. Onlara diyoruz ki bu, Allah'ın, nebîleri ile gönderdiği akîde değildir. Şüphesiz ki kafirler ve müşrikler -İblis bile-Rubûbiyyet Tevhîdi'ni ikrar ediyorlardı. Herkes, Tevhîd'in bu türünü ikrar ve itiraf etmektedir. Resûller insanlardan, Allah'ın Hâlik(14), Rezzak(15), Muhyî(16), Mumît(17) olduğunu ikrar etmelerini talep etmek için gelmemişlerdir. Çünkü bu, yeterli değildir ve Allah'ın azabından kurtarmaz. (Mücmel Selefî Sâlih Akidesi) **(8) Hicr Sûresi, 39.âyet **(9) Sâd Sûresi, 82.âyet *(10) Zuhruf Sûresi, 87.âyet *(11) Mu'minûn Sûresi, 88 ve 89.âyetler *(12) Yunus Sûresi, 31.âyet *(13) İsra Sûresi, 67.âyet *(14) Halk eden, yaratan. *(15) Rızık veren *(16) Hayat veren, dirilten *(17) Öldüren
·
50 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.