“ ‘insan, olduğunu düşündüğünden daha yüce bir şeydir,’ “ dedi, don carlos’ta oynadığı marquis de posa’nın repliklerinden alıntı yaparak. “ ‘ve uzun süren katliamların zincirlerinden kurtularak kazanılmış haklarını talep edecek.’ buna inanıyorum edith. dünyanın zalim hitler’e karşı ayaklanarak onu cehenneme göndereceğine inanıyorum.” çok büyük bir geç kalınmışlık ve insanlık adına büyük bir utanç olarak tarihe geçmiş hitler’in ve nazilerin yaptıkları büyük soykırıma tüm dünyanın sessiz kalması ve göz göre göre altı milyon insanın öldürülmesini konu alan direkt olarak o günleri yaşamış ve fiziksel olarak canlı çıkmış bir insanın, kadının romanı. insanın yüceliğinin kalmadığının kanlı canlı ispatlarından biri bence. her şeyin başında, ortalık daha alev almamışken herkesin ümit içinde beklediği bir dönemden, komşuları tarafından dışlandıkları, evlerinin yağmalandığı, sürüldükleri, öldürüldükleri bir dönem çok ani bir geçiş ve yaşadıkları şok o kadar büyük ki. beklenilen yardımların hiçbirinin gelmemesi ve sonunda ölüm ya da ölümvari bir yaşama devam etme seçeneği sunan korkunç bir dönem. edith, bu korkunç dönemde bir şekilde aylarca çalıştırıldıktan sonra kaçak olmayı başarmış ama bu dönemde sevdiklerinin çoğunu kaybetmiş bir kadın ve yolu bir şekilde ari ırktan bir adamla kesişmiş, evlilik yapmış, başka birinin kimliğiyle hayatını sürekli yakalanma korkusuyka devam ettirmeye çalışan ama arka plan gestapo tarafından mimli bir kadın. edith’i okurken bir yandan dönemin birçok iğrençliğine şahit oluyoruz, özellikle ari ırkta tamamen desteklenen kendisinin de başına gelen kadınları bir ev kadını görme isteği ve doğurganlık makinesine çevirme uğraşıyla ilerlenilen bir dönem, erkeklerin kadınlardan bekledikleri bir süs bitkisi olmaları cabası. senelerini bu şekilde geçiren edith, almanya nazilerden bir şekilde kurtulduğunda bile, bir kadın olarak gelen ‘kurtarıcıların’ bile kadınlara neler yaptıklarını anlatırken insanın, insanlığa dair hiçbir ümidi kalmıyor. nazi dönemi, kendi kanalları hariç diğer kanalların dinlenmesinin yasak olduğu, cezasının direkt ölüm olduğu bir dönem. edith bir cümlede diyor ki, cahil kalmak istiyorsanız sadece nazi kanallarını dinlemeye devam edin. çok büyük bir cesaretle kızını her an yakalanma korkusuyla ari ırkın hastanelerinde doğurmuş ve o doğumun ariler içinde doğan tek yahudi çocuk olduğu düşünülüyor. o katliamdan kendini ve kızını canlı çıkarabilmesi, yaşadıkları o kadar cesaret isteyen şeyler ki. kendisi 2009 yılında vefat etmiş. o dönemi, yaşadıklarını okumanızı tavsiye ederim.

Nazi Subayının KarısıEdith Hahn Beer · Beyaz Baykuş Yayınevi · 201744 okunma

·

40 views

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

nil