İnsanı bu derece parçalayan bir kitap daha okuduğumu hatırlamıyorum . Gerçek anlamda insanı yerden yere vuran bir konu , işleniş ve karakterlere sahip . Ve olaylar akıp giderken siz sadece izleyebiliyorsunuz karakterlerin kaçınılmaza olan gidişini .
Rin ‘ in başına gelen ihanetlerden , entrikalardan , savaşlardan ben yoruldum ama yazar yazmaktan yorulmadı . Her seferinde daha fazlası olamaz değil olmasın diyorum . Çünkü resmen Rin ‘ in yaşadıkları içime dert oldu . Bakmayın böyle söylediğime kitaplarda en sevdiğim şeyler ters köşelerdir ve genellikle ana karakterin güllük gülistanlık bir hayat yaşamasından hazzetmem ama umarım Rin serinin sonunda huzurlu bir hayata kavuşur , gerçi buna artık ben de inanmıyorum ama umut etmekten zarar gelmez sanırım .
Dedim ya kitap beni çok etkiledi bunun sebebi ana kurgu haricinde alttan alta işlenen yan konulardı . Kitapta sınıflar arası ayrımın uçurum vaziyetinde olduğu ; insanların birbirlerini en küçük şey için aşağıladığı ; dinin bir inanç türü olmaktan çıkıp insanları sömürmek için alet haline getirildiği ; insanların ten renginden , konuşma şeklinden , cinsiyetinden ötürü suçlanabildiği ; çıkar ilişkilerinin had safaya vardığı Çin İmparatorluğu ‘ nu okumak acı vericiydi ama anlatılanlarda bir tanıdıklık hissine kapılmamak elde değildi ve sanırım en acısı da buydu .
Okuması kolay ve akıcı , hazmetmesi zor ve uzun olan bu kitapta sevmedim , sevemedim diyebileceğim bariz hiçbir nokta yoktu . Kafamda hayalini kurduğum arkadaşlıkların ve ilişkilerin bir bir yıkılmasını , üçüncü kitapta hayal ettiğim karakterlerin ölmesini izlemek benim için zor oldu . ( Ama sanırım Rin atlattıysa ben de bu yükle yaşayabilirim . )
İnsanın insana anlatıldığı çok çok güzel bir eserdi . Devamını büyük merakla bekliyorum .